Müstensih çizgilerin hayat bulduğu yer işte burası Topkapı Sarayı (I)
İstanbul’un en seçkin müstesna mekânlarından oldukça önem arz eden bir yerdir Topkapı sarayı, asırlar boyunca tüm dünyada, kendinden bahsettiren ve ortalığı kasıp kavuran münzevi, mistik ve bir o kadar da mütevazı bir mekândır. Tarihler boyunca insanların yaşam için hayallerini süsleyen bir serap misali saray. İşte Türk tarihinde önemli kişilere ve sahnelere ev sahipliği yapan bu yapı tüm yüzyıllara muhteşem bir şekilde damgasını vurmuştur. Cihana hükmeden, sultanlara beşiklik eden bu saray bugün hâlâ aynı heybetini ve ihtişamını ziyaretçilerine sunmaktadır.
İstanbul’un fethinden hemen sonra sarayın birinci avlusuna Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yazlık bir köşk olarak inşa ettirilen Çinili Köşk bu sahada ilk inşa sürecinin yine ilk ayağı olmuştur ve Türklerin İstanbul’a hâkimiyeti boyunca da tarihte önemli bir yere sahip olacak olan bir saraya, Çinili Köşk gebe kalmıştır. Çinili köşkte soluklanan Fatih Sultan Mehmet Han bazı kaynaklarda 1463 yıllarında mimar Davut Ağa ile beraber ilerde cihan devletine ev sahipliği yapacak olan saray’ı âtikenin temellerini atmıştır.
Eşsiz ihtişamı ile zamana adeta meydan okuyan bu yapı, birçok önemli olaylara tanıklık etmiş mistik ve büyülü havası ile adeta sizi karşılamaktadır. İhtişamlı kubbelere, görkemli saçaklara, kıymetli mücevherlere, mistik tenha gölgelere sahip bu yapı şanlı tarihin adeta vücut bulmuş mührü gibidir. Asırlar boyunca kendinden bahsettiren bu yapı 19.yy başlarında terk edilse de hiçbir zaman değerini kaybetmemiştir. Tarihe yolculuk yapmak isteyenler için mekânların ve olayların hatırı oldukça büyüktür tarihi açık havada gezmek isteyenlere atmosferi ile muhteşem bir sunum yapan saray, naif ince ve bir o kadarda hassas detaylara sahip izlerini de bendinde taşımaktadır.
Dört yüz yıl süreyle imparatorluğun idare, eğitim ve sanat merkezi; padişahların da resmi ikametgâhı olan Topkapı sarayı sayısız devlet adamlarını, sanatı ve nakkaşları, siyasi ve ilmi yapılanmanın da merkezi otoritesi elbette olmuştur. Saraya yolu düşen her meslek erbabı mutlaka kendinden bir parçayı burada temaşa etmiştir. Eski Saraydan divan yolu üzerinden Bab-ı Hümayun kapısına gelindiğinde Sultan III. Ahmed han’ın yaptırdığı çeşme bizi karşılamaktadır. Bu meydanda insanlar toplanır devleti âliye için güzel nidalarda bulunulurdu. Burada hemen bab-ı hümayun kapısı vardır Fatih döneminin en........
© İstiklal
