Pakistan-Hindistan Çatışması: Tarih, Jeopolitik ve Küresel Etkiler
Son dönemde Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilim, Keşmir başta olmak üzere sınır anlaşmazlıkları, terörle mücadele politikaları ve nükleer silahlanma yarışı nedeniyle yeniden alevlendi. Basın analizlerine göre, her iki ülkenin de askeri hamleleri ve sert diplomatik açıklamaları, bölgesel istikrarsızlığı derinleştiriyor. Özellikle Hindistan’ın İsrail’den satın aldığı silah sistemleri ve Pakistan’ın Çin ile askeri iş birliği, çatışmanın küresel güçlerin rekabet alanına dönüşmesine yol açıyor. Nükleer kapasiteye sahip iki devletin bu denli sert bir pozisyonda ısrar etmesi, uluslararası toplumda endişe yaratırken, Türkiye gibi bölge dışı aktörlerin arabuluculuk çabaları dikkat çekiyor.
Tarihin Gölgesinde Bir Ayrılık: Sömürge Mirası ve Bölünmenin Bedeli
Hindistan alt kıtasının 1947’deki bölünüşü, İngiliz sömürgeciliğinin “böl ve yönet” stratejisinin tipik bir yansımasıydı. Milyonlarca insanın hayatına mal olan bu ayrışma, yapay sınırlarla dikişlenmiş bir coğrafya yarattı. Pakistan’ın bağımsızlığı, Müslüman kimliğin korunması adına bir kazanç gibi görünse de, aslında İslam dünyasının siyasi birliğini parçalayan bir handikap oldu. Zira İngilizler, tıpkı Ortadoğu’da yaptıkları gibi, etnik ve dini gerilimleri kaşıyarak kalıcı bir kaos mirası bıraktı. Bugün 1,4 milyarlık Hindistan’ın Batılı değerlere eklemlenmiş yönetim anlayışı ve........
© İstiklal
