Avrupa Birliği değerleri, uzun yıllardır insan hakları, çoğulculuk ve ifade özgürlüğü temelinde yükseliyor. Ancak bu değerler, zaman zaman suiistimal ediliyor. Özellikle bazı sözde sivil toplum kuruluşları, bu demokratik alanları, terör örgütlerinin ideolojik yayılımı ve insan kaynağı devşirme sahası olarak kullanıyor. Bu durumun en somut örneklerinden biri, PKK’nın Avrupa’daki varlığı ve sivil toplum üzerinden kendini meşrulaştırma çabalarıdır.

Görünürde Dernek, Gerçekte İdeolojik Kuluçka Merkezi

Avrupa’nın pek çok büyük şehrinde faaliyet gösteren “Kürt kültür dernekleri”, “diaspora dayanışma ağları” ve “mülteci destek platformları” resmi olarak demokratik ve hukuki çerçevede kurulmuş yapılardır. Ancak bu derneklerin faaliyetlerinin içeriği incelendiğinde, sadece kültürel etkinliklerin değil; aynı zamanda Öcalan’ın posteri eşliğinde düzenlenen söyleşilerin, “öz yönetim” temalı atölyelerin, “Kürdistan haritası” etrafında örülen ideolojik söylemlerin yer aldığı görülür. Örneğin Almanya’daki NAV-DEM (Demokratik Kürt Toplum Merkezi), yıllardır Federal Hükümet tarafından uyarılmakta; ancak faaliyetlerine bir şekilde devam etmektedir.

Bu yapıların faaliyetlerinin bir diğer dikkat çekici yönü ise çocuklara ve gençlere yönelik “kültürel miras” adı altında verilen eğitimlerdir. Bu etkinliklerde Kürtçe dil kursları ile birlikte örgüte ait marşlar, semboller ve ideolojik temalı hikâyeler yer almakta, böylece çocuk yaşta bir “mücadele bilinci” aşılanmaktadır. Bu da uzun vadede Avrupa topraklarında radikalize olmuş bir diasporanın oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

Radikal Kürt Hareketi ve Avrupa Solu: Sürpriz Olmayan İttifak

PKK yanlısı yapılar, Avrupa’da yalnızca Kürt diasporasını değil, aynı........

© İstiklal