menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İstanbul’un Fethi Edirne’den Başlar

10 0
29.05.2025

Bir Cihan Padişahının Hayalini Gerçeğe Dönüştüren Yolculuk…

“İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım”

Fatih Sultan Mehmed

Zaferin sırrı Hz. Peygamber’in (SAV) izini takip etmektir.

Fatih Sultan Mehmed

1361 yılında Osmanlı tarafından fethedilen Edirne, 1363 yılında devletin yeni başkenti oldu.Anadolu ile Rumeli arasında bir köprü, Balkanlar’a açılan bir kapı ve Balkanlar’a yapılan seferlerde yeni fetihler için önemli üs olması; Osmanlı’nın siyasi, askeri ve kültürel merkezi olması; devlet yönetiminin buradan yürütülüyor olması; Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya açılmasında kritik bir merkez haline gelmesi dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin “Beyni” Edirne...

Edirne, Osmanlı Devleti’ne aralıksız 92 yıl başkentlik yapmış kadim şehrimizdir. 1363’ten 1453’e kadar Osmanlı’ya yön veren başkent olarak görev yapmıştır.

Osmanlı tarihinin dönüm noktalarından en önemlisi, hiç kuşkusuz 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un fethidir. Bu büyük zafer sadece Bizans İmparatorluğu’nun sonunu getirmemiş, aynı zamanda Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın başlamasını da müjdelemiştir. Ancak bu destansı zaferin temelleri, fetihten çok önce atılmıştır. II. Mehmed’in aklında, zihninde tahayyül ettiği şekilde adım adım ilerlemiştir.

Fetih öncesi Osmanlı Devleti’nin beyni Edirne’de neler yaşandı ve nasıl hareket edildi, Osmanlı Devleti’nin yedinci padişahı II. Mehmed nelerle uğraştı kısaca bir bakalım.İstanbul’un fetih süreci, ilk kez 1444’te (henüz 12 yaşındayken) ve ikinci kez 1451’de (19 yaşında) tahta çıkan II. Mehmed ile başlayacaktır. Önce 1444-1446 yılları arasında, daha sonra ise 1451-1481 yılları arasında olmak üzere iki defa tahta çıkmıştır. İkinci saltanat döneminde Osmanlı’yı bir imparatorluk haline getirecek ve İstanbul’un fethi sonrası “FATİH” ünvanını alacaktır.

Gerçekte bu büyük kutlu yürüyüş, İstanbul’dan başlamamıştır. Tüm hazırlıklar Edirne’den başlar. Vizyoner bir padişah olan II. Mehmed’in hayalinde ve zihninde çocukluktan beri İstanbul’un fethi yatmaktadır. Fethe giden bu kutlu yolda tüm hazırlıklar başkent Edirne’de başlar. “Cihannüma Kasrı’nın kubbealtı ışıkları hiç sönmemiştir” der Bizanslı tarihçiler. Cihannüma Kasrı en büyük devlet kararlarının alındığı ve hayata geçirildiği yerdir. Edirne, dönemin bilim ve eğitim merkezlerinden biriydi. II. Mehmed burada, dönemin en önemli alimlerinden dersler almış; stratejik, matematiksel ve felsefi birikimini burada geliştirmiştir. Cihannüma Kasrı o sebeple Edirne için çok önemli bir merkezdir.

İmparatorluğun beyni Edirne…

Edirne, o dönemde Osmanlı Devleti’nin başkentidir. II. Mehmed burada büyür, burada öğrenir, burada düşler kurar. İlk kez 1444’te (henüz 12 yaşındayken), ikinci kez 1451’de (19 yaşında) tahta çıkmıştı.

Henüz 12 yaşında tahta çıktığında dahi İstanbul’un fethi onun hep gündemindedir. Ama ilk denemesi başarıyla sonuçlanmaz. Tahttan indirilip, 19 yaşında tahta tekrar oturduğunda artık sadece bir hükümdar değil, planları yıllardır yoğrulmuş bir stratejist ve deha sahibi bir mühendistir.

Edirne, bu fetih için bir mühendislik ve lojistik üssüne dönüşür. Büyük topların döküldüğü ve askerî planların yapıldığı yer, Edirne’dir. Askerî birlikler, surların şifrelerini çözecek stratejiler, kuşatma düzenleri ve donanma planları hep Edirne’de planlanır.

II. Mehmed yalnızca silah gücüne değil, ilme ve akla da önem verir. Edirne Sarayı’nda dönemin en seçkin âlimlerinden dersler alır. Matematik, coğrafya, dil ve savaş sanatı üzerine çalışır. Onun zihninde İstanbul’un fethi bir güç gösterisi değil, ilahi bir görevdir. Peygamber Efendimiz’in (SAV) “İstanbul elbet fethedilecektir…” hadisi, onun bu yolda en büyük motivasyonudur.

Abbâsîler’den Emevîler’e, Selçuklular’dan Osmanlılar’a kadar pek çok İslam devleti, İstanbul’u fethederek bu hadis-i şerifin müjdesine nail olmak için çalıştı.

İstanbul’un fethi, sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda medeniyetin yeniden inşasıdır. Fatih Sultan Mehmet Han, bir dünya şehri yaratmak için kolları sıvar. Fakat bu büyük vizyonun ilk adımları, Edirne sokaklarında, Edirne Sarayı’nın duvarlarında, o şehrin medreselerinde atılmıştır.

Bugün bile Edirne’ye baktığınızda, yalnızca tarihi bir başkent değil, bir çağın kapılarını aralayan büyük bir hazırlığın sessiz tanığıyla karşılaşırsınız. Çünkü İstanbul’un fethi, gerçekten de Edirne’den başlar.

Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethederek dünya tarihine yön verdiği 1453 yılı, sadece bir askeri zaferin değil, uzun soluklu bir hazırlığın ve stratejik planlamanın da ürünüdür. Bu sürecin merkezinde yer alan şehir ise Osmanlı’nın o dönemdeki başkenti olan Edirne’dir. İstanbul’un fethine giden kutlu yol, Edirne’de başlar........

© İstiklal