Işığın ve İnancın İzinde Gönüllerin Şehri Konya
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin en çok bilinen sözü ile başlamak isterim;
“Gel, ne olursan ol yine gel.”
(Aslında tam hali:
“Her ne olursan ol, yine gel.
İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol, yine gel.
Bu bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.”)
Gönüllerin Şehri Konya
Bu söz, Mevlânâ’nın sınırsız hoşgörüsünü, insan sevgisini ve kapsayıcı bakış açısını temsil eder. Onun düşüncesine göre insanın geçmişi ne olursa olsun, dönüş mümkündür; çünkü her insan özü itibariyle Allah’a yönelme kapasitesine sahiptir.
Konya, Mevlânâ’nın sadece yaşadığı yer değil, aynı zamanda onun öğretilerinin filizlenip kök saldığı bir şehir olmuştur. Bu söz, Konya’nın ruhuna da işlemiştir. Şehir; yüzyıllar boyunca farklı inançlara, kültürlere, medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve Mevlevîlik öğretisi sayesinde hoşgörü, sabır ve sevgi ile yoğrulmuş bir kimlik kazanmıştır.
Bugün Konya’ya adım atan her ziyaretçi, bu sözü sadece duvarda yazılı bir metin olarak değil, şehrin sessizliğinde, türbenin havasında ve insanların duruşunda hisseder. Mevlânâ’nın çağrısı, Konya’da zamanla yarışmaz; onunla dost olur.
Konya, yüzyıllar boyunca Anadolu’nun ruhani kalbi olagelmiştir. Bu kadim şehrin tam ortasında, zamanın dışına taşan bir derinlik vardır:
Mevlânâ Türbesi.
Ben çekimlerimde Konya’nın bu eşsiz mirasını yalnızca objektifiyle değil, aynı zamanda kalbiyle de kayıt altına almaya gayret ediyorum.
Mevlânâ Türbesi’ni fotoğraflamak, yalnızca taş ve kubbelerden oluşan bir yapıyı belgelemek değil, bir düşünce dünyasının izini sürmektir. Türbe çevresindeki her ayrıntı gül bahçesinden semazen figürlerine, yeşil kubbeden derviş hücrelerine onun deyişiyle “sessizce konuşan birer hikâye”dir. Benim çektiğim karelerde bu sessizlik görünür hale gelir; ziyaretçilerin içten bir huşu ile yürüyüşleri, türbenin göğe uzanan kubbesiyle birleşerek maneviyatı görsel bir dile dönüştürür.
Mevlânâ’nın “Gel, ne olursan ol yine gel” çağrısı, benim eserlerimde........
© İstiklal
