​Türkiye, uzun süredir Libya’da çok boyutlu strateji izlenmektedir. izlediği bu stratejiyle "Mavi Vatan" doktrinini sadece söylemde bırakmayıp fiili olarak sahaya taşınmıştır. İşin özünde Mavi Vatan doktrini önemli bir güç oyunuydu.

Şöyle ki, 2019'da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan deniz yetki alanları mutabakatının Birleşmiş Milletler'e tescil ettirilmesi, Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma ve sondaj faaliyetleri için Türkiye'nin elini güçlendirirken, bölgedeki dengeleri kendi lehine çevirmesini önünü açacaktı. Ankara başta da belirttiğim gibi çok boyutlu bir stratejik yönetiyordu. Sondaj faaliyetleri dışında Derna'da kurulan sahra hastanesi, Türk inşaat firmalarına Libya'da yeniden imar ihalelerinin açılması ve Bingazi'de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) uzmanlarının Halife Hafter cephesiyle yürüttüğü yoğun temaslar, sahadaki durumu Türkiye'nin lehine kaydırmaya zemin hazırlayacaktı.

Bu süreçte Hafter'in Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi destekçilerinin etkisi günden güne azalırken, Türkiye ise güvenilir bir çözüm ortağı olarak........

© İstiklal