Barış Masası mı, Dayatma Tiyatrosu mu?
Sözde barış görüşmeleri adı altında Donald Trump ve katil savaş suçlusu Netanyahu’nun sahnelediği bu yeni süreç, barış masası görüntüsü altında aslında dayatma siyasetine hizmet eden bir projedir. Trump’ın iç politik hesaplarıyla şekillenen ve Netanyahu’nun güvenlik söylemiyle tahkim edilen bu plan, kalıcı barışa değil, Filistin halkının haklarını ortadan kaldırmaya dönük bir kurgudan öteye geçmemektedir.
Bu görüşmenin adı “barış” olabilir; fakat içeriği adaletin inkarı, siyasi eşitliğin reddi ve işgalin kalıcılaştırılmasıdır.
Netanyahu’nun, “Hamas bizi izole etmek isterken biz onu izole ettik” sözleri, gerçekte tüm Filistin halkını uluslararası alanda yalnız bırakma gayretinin bir itirafıdır. Oysa barış, taraflardan birinin yok sayılmasıyla değil, her iki tarafın da onurunun, güvenliğinin ve siyasi haklarının teminat altına alınmasıyla mümkündür. Esirlerin serbest bırakılması, insani yardımların engelsiz ulaşması gibi hususlar kuşkusuz herkesin isteğidir; ancak bunların bedeli Gazze’nin fiilen İsrail ordusunun........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d