menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vatikan’ın Türkiye Çıkarması

10 1
wednesday

Bu yazımızdan itibaren yeni seçilen Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretini, başka bir ifadeyle Vatikan’ın Türkiye çıkarmasını gündem edeceğiz. Üzerinde çok çeşitli tartışmalar, yoğun eleştiriler, fikrî münakaşalar yapılan bu ziyaretin gerçek mahiyetini, itikâdî ve sosyal boyutunu ortaya koymaya çalışacağız. Zira Papanın bu Türkiye ziyareti baştan başa mesajlarla yüklü olup, maksat ve gaye olarak Türkiye’nin dinî ve milli bütünlüğüne yönelik birçok tehlike taşımaktadır.

I- Papanın Türkiye Ziyaretiyle İlgili Farklı Mütalaalar

Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretini çeşitli şekillerde değerlendirenler olduğunu görüyoruz. Elbette herkes her konuyu aynı bakış açısıyla değerlendirecek diye bir kural yoktur. Ama radyo ve televizyonlardan ve de sosyal medyadan dinlediğim, okuduğum bazı yorumlar, bu kadar da olmaz dedirtecek cinsten, bizi hayret ve dehşete düşürüyor.

Kimileri bu ziyaretin Türkiye’yi tanıtmak için büyük bir fırsat olduğunu söylüyor. Başka bir grup, bunun turizme ve ekonomiye sağlayacağı katkıdan bahsediyor. Hatta bazıları da yeni Papanın ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmasının ayrıcalığından (!) ve bu ziyarette Türkiye’den bütün dünyaya Gazze mesajı verileceğinden dem vuruyor. Ve daha neler neler…

Açık ve net söylüyorum; bu yorumları yapanlar;

Ya dünyada neler olup bittiğini bilmeyen; dinin, inancın ve ideolojilerin dünya siyasetine vurduğu damgadan habersiz olan cahillerdir,

Ya ahmaklık derecesine varmış bir saflık içindedirler,

Veyahut da Papanın ziyaretindeki asıl maksadı gizlemeye çalışan ikiyüzlü tiplerdir. Dördüncü bir ihtimal olmasa gerektir.

Peki bu ziyaretteki maksat ve gaye nedir?

Bunu anlayabilmek için Katolik Hıristiyanlıkta Papalık misyonunu, Papanın görevlerini ve de Vatikan’ın İslam dünyasına ve Türkiye’ye bakışını bilmek icap eder.

Esasen başında Papanın bulunduğu Vatikan, bir buçuk milyarlık Hıristiyan nüfusa hitap eden, toprak yönünden küçük, fakat etki yönünden büyük, onların algılamasına göre bir “tanrı devleti”dir. Tabii ki buradaki tanrıdan maksat, Hıristiyanlıktaki teslis akidesi, yani Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tan oluşan üçlü ilah sistemidir.

Vatikan Devleti bu haliyle dinî görünümü arkasında ideolojik bir maksat taşır, siyasi bir yol izler. Buna göre bu devletin başı olan Papanın bütün söz ve fiilleri de bu ideolojiye hizmet eder, yani Papa esasen siyasi bir figürdür.

Vatikan’a göre Papa barışa çağırır. Elbette ki bu barıştan maksat, Hıristiyanlığın bütün dünyayı içine alan siyasi hâkimiyetidir.

Yine Vatikan’a göre Papa, tanrı ile insanlar arasında bir köprüdür. Bir köprü olarak vazifesi güya insanları kurtuluşa erdirmektir. O bakımdan Papa simge olarak köprü ile temsil olunur. Nitekim Papanın Türkiye ziyareti sırasında Vatikan’ın internet sitesinde, bir köprüden ok gibi yukarıya uzatılmış bir haç işareti resmi kullanılmıştır. Bazı yorumcular bu köprünün İstanbul Köprüsü olduğunu söylemişlerdir. Hâlbuki burada asıl mesaj, Papanın temsil ettiği misyondur. Bununla beraber bu köprünün Vatikan’ın İstanbul üzerindeki hesapları şeklinde yorumlanmasında da bir mahzur yoktur. Köprü aynı zamanda dünya çapında masonik bir sembol olarak da kullanılmaktadır. Bu da Vatikan’ın küresel güçlerle beraber hareket ettiğine bir delil sayılır.

Muharref Hıristiyanlığın dünya hâkimiyeti için çalışan bir devletin siyasi ve ideolojik liderinin Türkiye ziyaretinin, Türkiye’nin tanıtımına hizmet edeceğini düşünmek ve söylemek kadar büyük bir saflık ve hatta ahmaklık olabilir mi?

Gerek Avrupa gerekse Amerika’da coğrafyamız Anadolu’ya özel bir önem atfedilir. Ve bu topraklar “tanrının yürüdüğü topraklar” olarak nitelendirilir.

Kim bilir, belki de bu adlandırmanın arkasında Hz. İsa’nın getirdiği tevhid dinine teslisi sokan Aziz Pavlus’un Anadolu’daki (Hatay, Tarsus, Isparta Yalvaç, İzmir hattındaki) misyonerlik seyahati vardır.

Papalık dünya çapında büyük bir siyasi nüfusu yanında ekonomik güce de sahiptir. Onun için bu ziyareti küreselci güçlerin temsilcisi olarak yaptığı da söylenebilir.

Hedef, Hıristiyanlığı tek din olarak dünyaya hâkim kılmaktır. Bu cümleden olarak Asya’nın Hıristiyanlaştırılması hedefi doğrultusunda, batıya sınır olması yönüyle Türkiye pilot bölge seçilmiş ve kutsal vatan diye tanımlanmıştır. Tabiidir ki mukaddes kabul edilen böyle bir coğrafyanın hâkimiyetlerine alınmak istenmesi, onlar açısından büyük bir öneme sahiptir.

Hıristiyan dünyasının Anadolu’nun birçok noktasında güya kutsal mekân ihdas ettikleri bilinmektedir. Bunlardan biri de İznik’tir. İstanbul ve İzmir de çok önemlidir.

Keza güya İncil’de geçtiği iddia edilen yedi büyük kilise de Türkiye sınırları içindedir.

Yakın geçmişte Moon Tarikatini kuran Güney Koreli bir........

© İstiklal