menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İbrahim Anlaşmalarının Mahiyeti ve Hedefi

11 10
13.11.2025

İbrahim Anlaşmaları, Hz. İbrahim’in (a.s.) istismarına dayanan, Siyonist İsrail’in güvenliğini ve arz-ı mev’ud ideolojisinin gerçekleşmesini hedefleyen, entrikalarla dolu menfur bir projedir. Bu yazımızda İbrahim Anlaşmalarının takip ettiği süreç ve geldiği boyutu, müteakip yazımızda da mahiyetini gündem edeceğiz.

I- İbrahim Anlaşmaları Nedir?

İbrahim Anlaşmaları, ABD öncülüğünde 2020 yılında imzalandı. Amacı İsrail’le bazı Arap rejimlerinin diplomatik ilişkilerini “normalleştirmek” idi. Bunun ardında yatan hesap ise Filistin’in, Gazze’nin ve Kudüs’ün işgali karşısındaki direnişi zayıflatmaktı. Anlaşma ilk olarak İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında imzalandı. Sonrasında anlaşmaya Sudan ve Fas da katıldı. Geçtiğimiz hafta içinde Kazakistan’ın da bu sürece dâhil edilmesiyle İbrahim Anlaşmaları bir kere daha gündeme geldi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Trump’a hitaben, güya bölgeye barış gelmesi için büyük çaba harcadığı manasında “Siz cennetten gönderildiniz!” diyerek anlaşmayı imzaladı. Bu ifade aşağılık kompleksinin, yağcılık ve yalakalığın daniskasıdır. Dünyadaki zulümlerin ve özellikle de Gazze’deki facianın baş sorumlusu olan ABD Başkanına düzülen bu methiye, benzeri pek görülemeyecek bir zillet örneğidir.

Konumuza dönelim:

Peki bu anlaşma aslında nedir; neye hizmet etmektedir?

İbrahim Anlaşmaları;

İslam ülkeleri denen -ne yazık ki- kimlik ve gayesinin şuurunda olmayan toplulukların küfür -hususiyle de Siyonizm- karşısında etkisizleştirilmesi demektir.

Yine bu gayesiz toplulukların Siyonist İsrail ve destekçilerinin ideallerine hizmet ettirilmesidir.

Müslüman ülkelerin İslami ilkeler açısından pasivize olması demektir. Bir diğer ifadeyle bu ülkelerin reddi miras yapıp mürted zihniyete alet olması demektir.

Bunun manası İslam ülkelerinin sessizce işgalidir. Geri dönülmesi mümkün olmayan işgal de budur. Çünkü bu işgal, inanç ve kültür açısından köklü bir dönüşüm anlamına gelmektedir.

Bunun bir başka manası da İslam ülkesi denen bu ülkelerin Siyonist İsrail’in safına geçmesidir. Bu ülkelerin her birini birer kale gibi düşünürsek İbrahim Anlaşmalarını imzaladıkça bu kalelerin teker teker düşmesi demektir. İslami kimlik ve şahsiyetini kuşanamamış toplumların içine düştüğü hazin bir durumdur bu.

II- Normalleşme Ne Demektir?

Normalleşme, Siyonist İsrail’in destekçisi ve azmettiricisi olan ABD’nin öncülüğünde işleyen bir süreçtir. Güya, İsrail’in Ortadoğu’daki İslam ülkeleriyle olan ilişkilerinin normalleştirilmesi çabasını ifade eder. Yani onların normalleşme dedikleri şey, İslam ülkelerinin, Haçlı - Siyonist ittifakının gaspçı, saldırgan zihniyetine hizmet eder hale gelmesidir. Buna göre onlar aslında anormale normal demiş olmaktadırlar. Zaten Kuran’ın da haber verdiğine göre, kavram ve terimleri bozmaları yahut........

© İstiklal