Kasım ayı geldi mi, memleketin havası suyu değişiyor. Televizyonu açıyorsun, sosyal medyaya giriyorsun, telefonuna bakıyorsun; her yer aynı çığlık: "Efsane Cuma!", "Muhteşem Kasım!", "Şahane İndirim!". Sanki bedava dağıtıyorlar, sanki kıtlıktan çıkmışız gibi bir alışveriş çılgınlığıdır gidiyor. Mağazaların önü ana baba günü, kargo şirketleri kilit, internet siteleri çökmüş durumda.

Peki, Allah aşkına soruyorum: Gerçekten indirim mi var, yoksa biz mi sazan gibi atlıyoruz?

Gelin, şu işin adını dürüstçe koyalım. Bunun adı indirim değil, "Bindirimli İndirim"dir.

Hani o vitrinlerde kocaman puntolarla yazan "P İndirim", "p Fırsat" yazıları var ya... İşte o işin aslı, bizim esnaf zekasının (daha doğrusu kurnazlığının) dijitalleşmiş halidir.

Olayın matematiği çok basit, hepimiz biliyoruz ama yine de kanıyoruz. Ürün, geçen hafta rafta 100 liraydı. Kimse yüzüne bakmıyordu. Kasım ayı geldi, "Efsane" günler başladı. Bir bakıyorsun, o 100 liralık etiketin üstüne kocaman bir çizik atmışlar, "Eski Fiyat: 200 TL" yazmışlar. Altına da süslü püslü, kırmızı harflerle "Yeni Fiyat: 100 TL" yapıştırmışlar. Yanına da "P İndirim" diye bağıran bir........

© İstiklal