menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Farklı Bir Dünya; Hindistan

7 0
19.03.2025

Dünya da gitmeyi ve görmeyi çokça arzu ettiğim iki ülke vardı; biri Çin diğeri de nüfus bakımından Çin’i geride bırakan yeryüzünün en kalabalık ülkesi Hindistan. Bu ülkelerin belgesellere yansıyan dini inançları ve ibadet tarzları da dikkatimi çeker ve üzülürdüm. Gerçekten de öyle miydi, fareye, ineğe, maymuna tapıyorlar mıydı acaba? Merakımı yerinde gidermek için Hindistan’a gitmeye bir fırsat doğdu.

Hindistan, insanlığın baba memleketi sayılır. Bazı tarihçilere göre Hz. Âdem peygamber cennetten çıkartıldığında buraya indirilmiştir. Hz. Havva ise Yemen’e indirilmiş ve yıllar sonra tövbelerinin kabulünden sonra birlikte Arafat’ta buluşmuşlardır.

2016 yılında yaptığımız ortak bir proje kapsamında Ömer Faruk Korkmaz, Recep Kabakçı, Mesud Demir ve ben fakir ile birlikte İstanbul’dan Hindistan’a uçtuk. Kısaca yol arkadaşlarımı tanıtayım:

Delhi’ye İniş

THY uçağıyla beş saatlik yolculuktan sonra Delhi’ye ulaştık. Daha ilk gece nasıl bir dünyaya geldiğimizi anlamamıza yetti. Beş yıldızlı otelde, onca yorgunluğumuza rağmen pislikten yatamıyor, gecenin bir yarısı otel değiştirmek zorunda kalıyoruz. Yeni Delhi ile Delhi karıştırılmasın. Delhi, tarihi geniş bir bölgenin adıdır. Yeni Delhi ise 1911 yılında modern tarzda kurulumuna başlanan ve Hindistan’ın başşehridir. On sekiz milyon nüfusu var. Hindistan’daki şehirlerin neredeyse çoğunun ortalama nüfusu on beş milyon civarı.

Şah Cihan Camii Ziyareti

Delhi Cuma Mescidi” asıl ismi. Mahallî kayıtlara göre altı bin kişinin altı yılda bitirdiği camii. Avlusunda abdest havuzu var, ilk defa görüyoruz. Herkes hatta bayanlar bile aynı havuzdan abdest alıyor. Ömer Faruk Bey’in önceden tanış olduğu Cevher ve Rıdvan kardeşler bize mihmandarlık yapıyorlar. Sıkı sıkıya tembihlediler ki ayakkabılarınız çalınabilir dikkat edin diye. Biz ayakkabılarımıza sahip çıktık ama camiden çıktığımızda hem Cevher’in hem de Rıdvan’ın ayakkabıları uçmuştu.

Delhi Cadde, Sokak ve Lokantaları

Delhi caddelerinde biraz yürüdük. Erkekler genelde mat renkli kıyafetleri tercih ederken hanımlar canlı, kırmızı ağırlıklı çok renkli kıyafetleri tercih ediyorlar. Hint kadınların yöresel, göbek ve yarı beli açıkta bırakan sarmal kıyafetleri “sari”yi hemen herkes giyiyor, maalesef Müslüman kadınlara da sirayet etmiş.

Çarşılarını gezerken birçok yerde kızartma tavaları gördük, simsiyah olmuş, defalarca yanmış bir yağın içinde baharatlı üçgen biçiminde hamuru kızartıp “samosa” diye satıyorlar. Görüntüsü sebebiyle tadına bakmaya cesaret edemedik.

Yeni Delhi’nin en lüks lokantası Kerimin Yeri’nde yemek yemeye kendimizi zorladık. Baharat. Baharat biraz da acı ve üstüne şekerli yoğurt.

Lokantaların önünde grup grup çömelmiş bekleyen insanlar dikkatimizi çekti. Meğer hayır sahiplerinin insafına kalmış yemek sırası bekleyen aç insanlarmış. Çoğu zaman saatlerce beklemelerine rağmen oturanların bir kısmına sıra gelmeyebiliyormuş. Yine fastfoodlar önünde bekleyen ve beklerken kapının önünde uyuya kalan yedi-sekiz yaşlarında çocuklar. Keşke görmeseydik, içler acısı. Trafiğe gelince tam bir keşmekeş belki daha da ötesi diyebiliriz. Yönetimin belirlediği trafik kuralları var ama yetmiyor. Her taraf bisiklet ve motosiklet kaynıyor. Yollar araçlara yetmiyor. Sürücüler kendi kurallarını belirlemişler. Araçların arkasında “please to horn-lütfen korna çalın” yazıyor. Korna çalarsanız yani haber vermek şartıyla araçların sağından, solundan geçebilirsiniz, hiç fark etmez.

Hayat çok pahalı, alım gücü düşük; zenginleri aşırı zengin ama geneli çok fakir. Birçok ülke gördüm ama yamalı kıyafet giyenleri ilk burada gördük. Arkasında insan ve/veya eşya taşıyan bisiklet dolmuşlar çok yaygın. Gücü yetenler motorlusunu almışlar. Bisikletiyle sekiz çocuğu okullarına yetiştirmeye çalışan öğrenci servisi bisikletler gördük. Çarşıdan otele üç kişi gittik üçümüz bir dolmuş ücreti kadar ödedik. Endüstriyel ürünler çok pahalı ama insan gücü çok ucuz. Hindistan’da sanki her gün bayram, kutlamaları hiç bitmiyor.

Usulsüz organ naklinin yaygın olduğu söyleniyor. Çok fazla evsiz var. Nüfus çok fazla, son yıllarda birinciliği Çin’in elinden almışlar. Dünyanın en kalabalık ve havası en kirli ülkesi Hindistan. Delhi’de bir gün nefes almak elli sigara içmeye bedelmiş. Bir ailenin çocuğu kaçırılsa belki de ailenin birkaç........

© İnsaniyet