menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Benzer İsimli Bilginler -Halebîler-

8 1
yesterday

Benzer isimli bilginler olarak, Halebî (Halepli) nisbeleri yanında ikisinin adı, birinin de baba adı İbrahim olan başta Mülteka adlı meşhur fıkıh kitabının yazarı İbrâhim b. Muhammed Halebî (ö. 956/1549) olmak üzere, İnsânü’l-Uyûn (Gözlerin Bebeği) adlı sîret kitabının yazarı (Nûreddîn) Ali b. (Burhâniddîn) İbrâhim Halebî (ö. 1044/1635) ve el-Lüm’a adlı kelam kitabının müellifi İbrâhim b. Mustafa el-Halebî’nin (1190/1776) isimlerine yer vereceğiz. İki İbrahim Halebî İstanbul’da, Nureddin Halebî ise Kahire’de vefat etmiştir. İstanbul’da vefat eden İbrâhim b. Muhammed Halebî’nin (ö. 956/1549) Sakızağacı Mezarlığı’ndaki kabrine ait görsellere yer verilmiş olup Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin kabri civarına defnedilen İbrâhim b. Mustafa el-Halebî’nin mezarına ise ilk araştırmamızda maalesef ulaşılamamıştır.

Halep şehrinde doğup Halebî nisbesiyle şöhret bulan sayamayacağımız kadar pek çok âlim vardır. Halebî nisbesini taşıyanlar olarak, Bahâüddîn Muhammed b. İbrâhîm Halebî (ö. 698/1299), Kutbüddîn Abdülkerîm b. Abdinnûr Halebî (ö. 735/1335), Umdetü’l-Huffâz ve Dürrü’l-Masûn adlı iki kıymetli eserin yazarı Ahmed b. Yûsuf b. İbrâhîm Semîn Halebî (ö. 756/1355), Mısır Memlükleri hakkında Dürretü’l-Eslâk fî Devleti’l-Etrâk’ın yazarı Bedrüddîn el-Hasen b. Ömer İbn Habîb Halebî (ö. 779/1377), kaynaklarda Burhâneddin el-Halebî olarak geçen Sıbtu İbni’l-Acemî Burhânüddîn İbrâhîm b. Muhammed Halebî (ö. 841/1438), Ebû Zerr Muvaffakuddîn Ahmed b. İbrâhîm Halebî (ö. 884/1480), hekim ve çok yönlü âlim İbnü’n-Nakîb el-Halebî Garsüddîn Halîl b. İbrâhîm el-Kostantînî (ö. 971/1563) gibi isimleri saymak mümkündür. Halebî nisbesiyle şöhret bulan âlimlerin genelde kendi adlarında veya baba/dedelerinin adlarında İbrâhîm isminin bulunması dikkatlerden kaçmamaktadır.

Halebî nisbesiyle maruf olan bilginlerden İbrâhim b. Muhammed b. İbrâhim Halebî, Halep’te dünyaya geldi. Halep ve Şam’daki âlimlerden dersler aldı. Daha sonra Kahire’ye giderek oradaki bilginlerden dersler aldı. 906/1500 yılında İstanbul’a geldi. Fatih Camii’nde imamlık görevinde bulundu. 956/1549 yılında doksan yaşında iken İstanbul’da vefat etti. Edirnekapı/Sakızağacı Mezarlığı’na defnedildi.

Mezarı Hakkında Not. Kaynaklarda, İbrâhim Halebî’nin kabrinin bulunduğu parselin 1971 yılında yol yapımı sebebiyle ortadan kaldırıldığı ifade edilmektedir. Buna göre, “1971’de Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü tarafından, Haliç çevre yollarının yapımı sırasında birçok önemli bölge istimlâk edilmiş ve bu arada Emîr Buhârî, İbrâhim Halebî, Münzevî, Abdullah Kırîmî ve Şeyhülislâm İbn Kemal parselleri tamamen ortadan kaldırılmıştır; sadece İbn Kemal ve Kırîmî’nin türbeleri başka yerlere nakledilmiştir.” (TDV İslâm Ansiklopedisi 15/231-232; 10/449). Yakın tarihte ziyaret ettiğimiz ve görseline yer verdiğimiz İbrâhim Halebî’nin kabri, bugün Edirnekapı/Sakızağacı Mezarlığı’nda mevcut olup ziyaret edilebilmektedir.

Eserleri

Mülteka’l-Ebhur (Denizlerin Kavuşumu). Hanefi fıkhının önemli metinlerinden biri olan kitap, İbrahim Halebî’nin en çok bilinen eseridir. Mehmed Âkif’in: “Mültekâ fıkhımızın nâmı” (Safahat, s. 402) ve James Lewis Farley’in (ö. 1885): “Sultan Türkler’e, Kur’an ve Mültekâ da sultana hükmeder” (TDV İslâm Ansiklopedisi, 31/548/551) sözleri kitabın şöhretini göstermektedir. İbrâhim Halebî, Hanefî fıkhında daha önce yazılmış bazı temel metinlerden yararlanarak eserini meydana getirmiştir. “Birkaç önemsiz istisna dışında “mütûn-i erbaa”nın içerdiği meseleleri tamamıyla kapsa”yan eser, 1517 tamamlanmıştır. Kitapta, “taharet” konusundan “ferâiz”e kadar 48 kitap/bölüm bulunmaktadır. Bu sayı, “mütûn-i erbaa”daki bölümlerle sayı bakımından farklılıklar arz etmektedir. Mülteka, “Osmanlı coğrafyasının en yaygın fıkıh metni olup” üzerine şerh, hâşiye ve tercüme türünden bir hayli çalışma yapılmıştır. Şeyhîzâde Abdurrahman’ın (ö. 1078/1667) Mecmau’l-Enhur fî Şerhi Mülteka’l-Ebhur adlı çalışması en meşhur şerhleri arasında gelmektedir. Şârihin lakabına nisbetle Dâmâd ismiyle de tanınmıştır. Türkçe’ye birden fazla çevirisi yapılan eserin en meşhur tercümesi ise, Mevkûfât diye bilinen Midillili Mevkûfâtî Mehmed Efendi’ye ait çeviridir. Mülteka’nın tahkikli güzel bir neşri (1. Baskı. Beyrut 1409/1989) Vehbî Süleymân Ğavcî (ö. 2013) tarafından yapılmıştır. İbrahim Halebî, Sedîdüddin Kâşgarî’nin (ö. 705/1305) Münyetü’l-Musallî adlı eserine Gunyetü’l-Mütemellî fî Şerhi Münyeti’l-Musallî adlı bir şerh yazmıştır. “Halebi Kebir” olarak bilinen eser, “tahâret ve namaz konularını Hanefî fıkhına göre ayrıntılı biçimde ele almaktadır.” İbrahim Halebî, Muhtasaru Ğunyeti’l-Mütemellî adlı bir çalışma daha yapmıştır. Bir önceki kitabın muhtasarı olup “Halebî Sağir” olarak da bilinmektedir. (Hediyyetü’l-Ârifîn, 1/27).

Diğer Eserleri.........

© İnsaniyet