menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kar Gelincikleri

4 0
18.03.2025

Yakın Tarih Belgeseli “Teşkilat-ı Mahsusa Alayı’nın Artvin Üzerinden Ardahan Harekâtı”

Gelincikler asildir. Boyunlarını eğmezler. Başları hep diktir onların. Kırmızının en kırmızısı onlardadır. Onlar baharın müjdecisidir; yeniden dirilişin, istiklâlin ve istikbâlin habercisidirler. Gelinciklerin hep yeşillikler içinde neşvünema bulduğu sanılır; oysa bazen gelincikler bembeyaz kar örtüsünün üzerinde kızıllıklarını sergilerler. Bu, beyaz ve kırmızının buluşmasıdır. Tıpkı ay yıldızlı al bayraktaki gibi.

Bu hikâye, 1914 yılının aralık ayının son günlerinde karla kaplı Ardanuç-Ardahan dağlarının eteğinde düşmana karşı savaşan Mürettep 8. Alay’da şehit düşen, bembeyaz kar örtüsünü mübarek kanı ile kızıla boyayan isimsiz kahramanların, taze gelinciklerin hikâyesidir.

Türk kara sularına sığınan Alman Goeben ve Breslau (Yavuz ve Midilli) gemilerinin 1914 yılının Ekim ayının 29’unu 30’una bağlayan gece Karadeniz’in kuzeyindeki Rus limanlarına saldırmasının ardından Trablusgarp ve Balkan savaşlarından yeni çıkmış olan Osmanlı İmparatorluğu, yeniden kendini savaşın içerisinde buldu.

Rusların 1 Kasım 1914 günü Doğubayazıt ve Oltu-Narman üzerinden saldırıya geçmeleri ile “Kafkas Cephesi” açıldı. Böylece 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra savaş tazminatı olarak Rusya’ya terk edilen Elviye-i Selâse (Üç Sancak) içinde yer alan Artvin ve çevresi halkı için yeni bir umut ışığı doğdu.

Artvin çevresinde ilk Türk-Rus Savaşı 1 Kasım 1914 günü Melo Hudut Birlikleri’nin Selalet mezrasındaki Rus Birliği üzerine taarruzuyla başlamıştır. Melo Hudut Birliği çevrede “Kara Yüzbaşı” diye anılan İsmail Hakkı Bey emrinde idi. Bu bölük, savaş ilanı sırasında bir süvari yüzbaşısı, emrindeki bir süvari müfrezesi ve bir piyade üsteğmen ile takviyeli duruma getirilmişti.

Osmanlı Devleti’nin Melo Hudut Taburu dışında İşhan, Hod, Sarıgöl, Hopa ve Arhavi’de de hudut taburları mevcuttu. Teşkilat-ı Mahsusa’nın sahil bölgesindeki örgütlenmesinde faaliyet gösteren Yusuf Rıza Bey de kuvvetleriyle Fındıklı’da hazır beklemekteydi.

Ruslar’ın ise Gürcan ve Orucuk köylerinde iki hudut taburu ile Mersevan Dağı’nın Artvin’e bakan yamacındaki Selalet Mezrası’nda ve Kemalpaşa’da birer taburu bulunmaktaydı. Ruslar’ın bir süvari müfrezesi Murgul Küre Köyü’ndeki taş kışlada, biri de Ardanuç ilçe merkezindeki taş kışlada yer almaktaydı. (1)

Melo’daki hudut birliği kumandanı İsmail Hakkı Bey kuvvetlerinin bir kısmı Selalet Mezrası’ndaki Rus Kuvvetlerini püskürtürken, Süvari Yüzbaşı Bekir Bey ve Üsteğmen Suphi Bey de müfrezeleri ile Orucuk Köyü üzerinden Artvin’e doğru harekete geçmişti. Süvari Yüzbaşı Bekir Bey kasım ayı ortalarında Artvin’de yerli halktan ilk hükûmet teşkilatını kurdu.

Bozulup yerlerini bırakan Rus birliklerinden Sırya kesimindeki bölükler Boselt-Gümüşhane köyü üzerinden Şurmak Bağlarına inip Artvin-Selalet birliklerine katılmak üzere Berta Köprüsü’nden Harhan yolunu tutarken Ardanuç Rus müfrezeleri de bunlara katılıyordu. (2)

Türk kuvvetlerinin Artvin’e girişiyle birlikte Rus hükûmet memurları da çekilmekte olan Rus kuvvetlerine katıldılar. Rus kuvvetleri Artvin Köprübaşı mevkiinden Süvet Düzü’ne çekildiler.

Süvari Yüzbaşı Bekir Bey ve Üsteğmen Sübbi Bey Sırya’yı ele geçirince yerli halk da silahlanarak Tıvatket yolu üzerinden Süvet Düzü’ne ulaşarak Rusları güneyden sıkıştırdı.

Rus kuvvetleri bozulup Harhan, Ardanuç, Yalağuzçam yolu ile Ardahan’a çekilince, Süvari Yüzbaşı Bekir Bey ve müfrezesi de Ardanuç kaza merkezi Kale’ye girerek şehri muhafaza altına aldı.

Arkasından Sarıkamış Harekâtı öncesi Artvin üzerinden Ardahan Taarruzu için resmi birlikler ile milis kuvvetleri Ardanuç Kalesi önünde Ruslar’dan kalma iki kışla binası önünde toplanmaya başladı. Erzurum ve Trabzon’dan tedarik edilen silahlar kale önünde yığılırken yerli milis kuvvetlerinin sayısı da gün geçtikçe artıyordu.

Trabzon’dan gelen “Sürmene Çetesi” de bu sırada kaleye ulaşmıştı. Arkasından da Altunoğlu Süleyman Efendi idaresindeki “Hod Çetesi” Ardanuç’a ulaştı.

Gelişmeleri yakından takip eden Erzurum Valisi Tahsin Bey, Şavşatlı Hamşioğlu Necip Bey’i Ardanuç Kaymakam Vekilliğine tayin etti. (3)

Aynı günlerde Alman Topçu Binbaşısı Ştange Bey (Christian August Stange) kuvvetlerine bağlı müfrezeler de 10 Aralık 1914 günü Rize üzerinden Arhavi ve Murgul yoluyla Artvin’e doğru harekete geçti.

İstanbul’dan toplanmış olan 457 kişilik gönüllü kuvveti ile Yakup Cemil Bey de yanındaki Yüzbaşı Halit Bey ile birlikte Trabzon’dan 11 Aralık 1914 günü hareket ederek Arhavi Murgul üzerinden Borçka’ya ulaştı.

Ştange Bey idaresindeki 8. Mürettep Alay daha Artvin’e ulaşmadan birkaç gün önce Şavşat Naçaliyi İvanof jandarmalarını yanına alıp Ardahan’a kaçtı. Kasabadaki hükûmet konağı boş kalınca Hamşioğlu Necip Bey yerlilerden birkaç kişiyi bularak konağı muhafaza altına aldı. Bir hafta sonra da Altunoğlu Süleyman Efendi idaresindeki Hod Çetesi’nden Yusufelili Mustafa Çavuş, Hod’dan Altunoğlu Mahmut ve Ali Onbaşı adlı üç kişi keşif için otuz kişilik silahlı bir grupla Savşat’a geldiler. Halk gelenleri Satleli Kalesi önünde büyük bir sevinçle karşıladı. Merkez Çarşısı bu çetelerin nöbetçileri tarafından muhafaza altına alındı. Bunlar, Şavşat’ta bir hafta kaldıktan sonra geri döndüler. Şavşat halkının “Ermeni çetelerinin Ardahan üzerinden Şavşat’a baskın yapacağı” şeklinde aldıkları haber üzerine, Satleli İstarşinası, Gürnatel Köyü’nden Yusuf Bey etrafında topladığı milis kuvvetleriyle Sahara Geçidi’ni tuttu.

Atabekoğlu Fuat Bey de Şavşat merkezinde kendisi yerli bir idare kurmuş ve Sahara birliklerine takviye kuvvetleri göndermiştir. (4)

Enver Paşa’nın bizzat kumandanlığını üstlendiği Kafkas Cephesi’nde Sarıkamış Harekâtı’na kuzeyden destek sağlamak amacıyla yola çıkan İttihat ve Terakki Fırkası liderlerinden Yakup Cemil Bey ile Alman Binbaşısı Ştange Bey ve Yüzbaşı Halit Bey, Mürettep Teşkilat-ı Mahsusa Alayı ile 21 Aralık 1914 günü akşamı Artvin’e ulaştılar. (5)

Gelenleri Melo Hudut Taburu Kumandanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey ve Artvin halkı coşkuyla karşıladı. Aynı gün Erzurum üzerinden Ardanuç’a gelen Dr. Bahaeddin Şakir Bey de Teşkilat-ı Mahsusa gönüllüleriyle birlikte Ardanuç’ta bulunuyordu.

Bu kuvvetlerin 26 Aralık 1914 günü iki ayrı koldan Ardahan üzerine yürüyüşe geçmesinden önce 3. Ordu Kumandanlığı hepsini Alman Binbaşı Ştange Bey komutasında birleştirdi.

Birinci kol Teşkilat-ı Mahsusa Alayı İstanbul gönüllüleri kumandanı Yakup Cemil Bey’in idaresinde Şavşat Sahara Geçidi üzerinden yapılmıştır. Bu kolda Yüzbaşı Halit Bey Mürettep Teşkılat-ı Mahsusa Alayı 2. Tabur Kumandanı olarak görev almıştı. Yine bu kolda Yusufeli, Hod, Şavşat gönüllü milislerinin kumandanlığını da Yusufeli Lusuncur Köyü’nden Hasan Efendioğulları’ndan Molla Sabit Bey üstlenmişti. Molla Sabit Bey’in idaresinde 1500 kadar gönüllü milis mevcuttu. (6)

Ardahan üzerine taarruz eden ikinci kol ise Ardanuç Heva Boğazı, Yalağuzçam geçidi üzerinden gerçekleşmiştir. Bu kolun kumandanlığını Mürettep 8. Alay Kumandanı Alman Binbaşı Ştange Bey yapmaktaydı. Ştange........

© İnsaniyet