Kilometreyi Doldurmak…
Küçükken çocuklar olarak köyümüzde en çok hoşumuza giden şeylerden birisi “kilometreyi doldurmak” idi.
Köyümüz 120 hane olduğu için herkesin birbiri ile bir şekilde akrabalığı oluşmuştu.
Herhangi bir haneden sıfır kilometre bir traktör alınırsa; biz çocukların bayramı olurdu.
Çünkü sıfır traktöre römork takılmaz, pullukla tarla sürmez, ağır bir işe koşulmaz; sadece tek başına yol yaptırılırdı.
Zira sıfır km traktör “kilometre doldurma” yöntemiyle ne kadar iyi “açılırsa” ilerleyen dönemi o kadar verimli olurdu.
O tek başına yol yapan, “kilometre yapan” traktöre en çok çocuklar eşlik edebilirdi.
Hedefsiz, amaçsız, “fakat” sız, “ama” sız, “lakin” siz bir yolculuktu biz çocuklar için traktörün “kilometresini doldurmak”.
Belki de bu yüzden çok keyifliydi.
Köyümüzdeki sıfır km traktörün “kilometre doldurması”nın çocuk eğitiminden, ömür sermayesine kadar ders ve ibret alınacak yüzlerce yönü var.
Anne karnında “fetüs” “kilometreyi iyi doldurursa; sağlıklı bir bebekliği; annenin en az 24 ay emzirerek, babanın da hem eşi hem de bebeğini sevgiye doyurması sayesinde; çocukken “kilometre iyi doldurulursa” iyi bir dünya hayatını; o hayatta “iyi kilometre yapılırsa” mutlu bir ahiret hayatını netice verebilir.
Siyah (gece) ve beyaz (gündüz) renk geçişleriyle dünyada kilometreyi hızla dolduruyoruz.
Ömür bir bulut gibi (Neml,27/88) elimizden kayıp........© İnsaniyet
