menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fosforlu Tespih

13 0
29.04.2025

Yatılı okulda lise öğrencisiydim.

İkinci dönemin sonlarıydı. Birkaç ay sonra da 12 Eylül İhtilâli oldu.

Kavgalar, gürültüler, marş söylemeler, slogan atmalar, gazete yırtmalar vb. içinde geçen kurmaca günler, hatta yıllar… Yitip giden gençlik dönemimiz; donanımsız, meselesiz, gerçeklerden uzak…

Dinlenme saatinde (16.00-18.00 arasındaki serbest zaman) bir arkadaşımla beraber (O, mezun olacağımız yılın okul birincisiydi ve şimdi bir doktor…) bahçede yürüyordum. Güvenlik gereği bahçe duvarlarına yaklaşmak ve dışarı çıkmak yasaktı zira. Köyümüzden, hâlimizden, hayallerimizden söz ediyorduk. Yatılı okullarda birbirimize yaslanarak, birbirimizden beslenerek hayata tutunuyor ve büyüyorduk.

Derken, yirmi otuz metre öteden gelen bir ses, nöbetçi öğretmenin sesi:

– Hop delikanlı, gel bakim buraya!

İrkilerek sesin geldiği tarafa baktım.

– Nedir o elindeki öyle?

Bir şey söyleyemedim. Hep susmak, gücü elinde bulunduranlar ne derlerse söylediklerine........

© İnsaniyet