Femi Oluwole Starmer'ın AB stratejisi Brexit'e ihanet değil, bir zorunluluk
Pazartesi yaptığı "Brexit Sıfırlaması"yla ekonomimizi iyileştirmeye yönelik bir çabayla AB'yle daha yakın bir ilişki kurmaya çalışan Keir Starmer, "2016 Brexit oylamasına ihanet etmekle" suçlanıyor. Bunları neden umursamamamız gerektiği işte burada anlatılıyor.
Brexit oylaması yaklaşık 10 yıl önceydi. Britanya'nın AB'yle yeni ilişkisinin nasıl olacağını daha müzakere etmeden önce Brexit'i oylamıştık. Onu destekleyen taraflar da dahil herkes yeni ilişkiyi bir felaket olarak görüyor. Ve yukarıda sayılanların hepsinden çok daha önemli bir yoksulluk krizindeyiz. Asıl ihanet, Brexit'e karşı yeterince ileri gitmeyerek bu yoksulluğa tahammül etmek olur.
Keir Starmer'ın İşçi Partisi bizi AB'nin tek pazarına veya gümrük birliğine geri götürmeyeceğini yıllardır söylüyor. Tek pazar, AB ülkelerinin ürün ve hizmetler için aynı kuralları barındırdığı ve böylece bir ülkede yapılan herhangi bir şeyin başka bir birlik üyesinde satılmasının otomatikman yasal olduğu bir sistemdir. AB'nin ticaret anlaşmalarını tek bir blok halinde müzakere etmesineyse gümrük birliği deniyor.
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Her ikisi de AB ülkelerinin kontrol veya evraka ihtiyaç duymadan birbirlerine ürün ve hizmet satabileceği anlamına geliyor ki bunlar da fiyatları düşük tutuyor. Ve tek pazar ve gümrük birliğinden ayrılmak 2016'daki oy pusulasında yoktu. Örneğin AB üyesi olmayan ülkelerden Norveç tek pazarda.
Aslına bakılırsa Vote Leave (Ayrılmak İçin Oy Ver) kampanyası komitesinin bir üyesi olan Daniel Hannan, "Kesinlikle kimse tek pazardaki yerimizi tehlikeye sokmaktan bahsetmiyor" demişti. Ve sonraki seçimlerin her birinde........
© Independent Türkçe
