Züccaciye dükkanında koşturan bir fil var!
Derinliksiz, geçmişi pek çok spekülasyon ve manipülasyonla dolu, ülke ölçeğiyle kıyaslandığında işlem hacmi ve piyasa değeri oldukça düşük bir borsanız varsa, makro dengeleriniz parlak değilse, döviz politikanız kırılgan ve ‘arka kapı’ müdahaleleriyle ayakta tutuluyor ve bu sebeple dış ticaret açığınız eskisine göre biraz toparlanmış olsa da hâlâ ciddi bir sorun olarak duruyorsa, bütçe dengesinde hedeften şaşmayı alışkanlık haline getirmişseniz, belki de hepsinden önemlisi bir türlü ateşi düşürülemeyen enflasyon her an alevlenmeye hazırsa; herhangi bir siyasi kriz olmasa bile ekonominiz her zaman bir ‘muhteşem fırtına’ya yakalanmaya açıktır. Herhalde hangi ülkenin ekonomisini tarif ettiğim oldukça bariz!
Komplocu siyasi manevralar ekonomi yönetimini hırpalıyor
Bu ülkede herhalde hiçbir siyasi figür, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kadar dert sahibi değildir. Şimşek, dünyanın en akıldışı ekonomi politikalarından biri olan ‘Türkiye Ekonomi Modeli’nin korkunç mirasını temizlemek için zar zor ikna edilip bu görevi kabul etti. Verilen sözlerden biri ekonomi yönetiminin kararlarına yönelik siyasi müdahaleler yapılmayacağıydı. Buna inanacak kadar saf olması ayrı bir tartışma konusu, ancak ekonomi yönetimi göreve geldiği günden itibaren müdahalelerle karşı karşıya kaldı. Belki ondan da önemlisi, böylesi katmanlanmış ekonomik sorunlara karşı ‘neoliberal’ yöntemlerle mücadele ederken, en büyük korku olan siyasi krizler ve uluslararası çatışmalar yakasından düşmedi. Özellikle ilki doğrudan siyasi iktidarın icraatlarıyla ilgiliydi ve Şimşek belki en büyük siyasi krizle karşı karşıya kalıyor şimdi.
Gözü kararttıysanız ekonomi ayrıntıdır
19 Mart’ta yaşananlar, Türkiye siyaset tarihine kara harflerle yazılacak, ancak ekonomiye faturası çok ağır olacak. Ardı ardına şok dagalarıyla yüzleşilecek. Yine bir şafak operasyonuyla, muhalefete en büyük operasyonu yapmaya girişen bu iktidar, büyük olasılıkla sert ve kolay kolay sönümlenmeyecek bir siyasi krize sebep olacağını biliyordu. Buradan da anlaşılıyor ki, ekonomik sorunları ikinci plana atacak ve hatta umursamayacak bir sıkıntı içindeydi. Aslına bakarsanız; beklenen bir hamleydi de, kademeli bir saldırı taktiği uygulayacağı tahmin ediliyordu. Sabredemediler ve 24 saat içinde hem ‘diploma krizi’ni çıkardılar hem de şafak baskınını yaptılar. Sonrasında siyasette yaşananları bire bir izledik.
‘Kara çarşamba’nın perşembesi de var
Sokaklarda ve meydanlardaki gerilimin belki daha fazlası Borsa İstanbul, Kapalıçarşı, bankalar ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koridorlarında yaşandı. BIST 100 endeksi resmen çöktü. İki kez devre kesici kullanılmasaydı eğer, kayıp çok daha fazla olacaktı. Sonuçta 19 Mart kapanışında,........
© İlke TV
