‘Dezenflasyonda başarı’ masalına masal gibi gerekçeler üretme zamanı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yılın üçüncü enflasyon raporunu bu hafta perşembe günü açıklayacak. Beklentim her zamanki gibi gerçeklikle pek ilgisi olmayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanan bir peri masalıyla karşı karşıya kalacağımız. Aynı şekilde, bir-iki mantıklı uyarının ardından en iyimser öngörüleri tercih eden bir küresel ekonomik görünüm anlatısı izleyeceğiz. Çünkü ekonomi yönetimi uzun süredir kendi hedeflerini tasdik edecek raporlar hazırlamayı tercih ediyor. Olup biteni makyajlıyor, olup bitecek olana bir gerekçe hazırlamaya çalışıyor.
Beklentiler arasındaki makas tek başına garabetin kanıtı
Olan biteni şöyle bir hatırlayalım… TÜİK verilerine göre, temmuz ayında tüketici fiyatları aylık olarak 2.06, yıllık olarak ise yüzde 33.52 arttı. Bu oranlar İstanbul’da perakende fiyat gösergesi olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Tüketici Fiyat İndeksi’ne göre aylık 2.62, yıllık yüzde 42.48 oldu. Ekonomi Araştırma Grubu (ENAG) verilerine gelince… Aylık değişim yüzde 3.15, 12 aylık değişim ise yüzde 65.15 olarak gerçekleşti. Bir de beklentiler var. Temmuz ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi; piyasa katılımcılarına göre yüzde 23.4, reel sektör için yüzde 39, hane halkları içinse yüzde 54.5… Son olarak TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi de yüzde 29.66…
Beklentiler arasındaki ciddi makas bile bir gariplik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Şunu belirtmekte fayda var, enflasyon tabiî ki fiyat hareketlerinin bur özetidir, ancak aynı zamanda da psikolojik etmenlere göre de şekillenir. Eğer ki hanehalklarının 12 ay sonrası için 12 ay sonrası için beklentisi yüzde 54.5 ise, bu vatandaşın resmi kurumların verilerine inanmadığını gösterir. Arada bir Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in hanehalklarının enflasyon beklentisinin yüksekliğinden dert yandığının farkındasınızdır. Oysaki dert yanması gereken konu, TÜİK ve........
© İlke TV
