Nelson Mandela: Hapishaneden barış masasına
Bugünlerde sıcak bir tartışma konusu olan ‘umut hakkı’ kavramının, hem hukuki hem politik anlamını değerlendirebilmek için dünyada uygulanmış örneklerine bakmak yararlı olabilir.
Nelson Mandela, hem Güney Afrika’nın tarihinde hem de dünya siyasetinde sembol bir kişilikti. Mandela yalnızca Güney Afrika için değil tüm dünya için bir adalet, sabır ve barış sembolü oldu.
1993’te Nobel Barış Ödülü’nü aldı.
1994’te ANC’nin seçim zaferiyle Güney Afrika’nın ilk siyah cumhurbaşkanı oldu.
ANC 1912’de kuruldu ve Güney Afrika’daki en eski siyah politik hareketlerden biridir. Apartheid (ırkçı ayrımcılık) rejimine karşı mücadelenin öncüsü olan ANC, Nelson Mandela’nın da ömür boyu bağlı kaldığı partisiydi.
Mandela, Güney Afrika’da çatışmalı dönemin ve apartheid rejiminin sona erdirilmesinde barışın mimarı oldu.
Bu barış mimarlığını hangi koşullarda ve nasıl yaptığına bakalım:
1. Hapishaneden barış görüşmelerine katılımı
1985’ten itibaren Nelson Mandela ile gizli temaslar başladı.
Mandela, 1962’de tutuklanıp ömür boyu hapse mahkum edildikten sonra uzun yıllar Robben Adası’nda kaldı. 1980’lerin ortasında cezaevi koşulları değişti; Pretoria yakınlarındaki Victor Verster Cezaevi’ne (bugünkü adıyla Drakenstein) nakledildi.
Bu dönemde apartheid hükümeti uluslararası baskılar ve iç direniş nedeniyle çözüm arayışına girdi. Mandela, resmi olarak ANC ile hükümet arasındaki ilk ‘ön görüşmeleri’ cezaevi hücresinde yaptı.
“Mandela channel” denilen bu gizli görüşmelerde Mandela, Güney Afrika hükümetinden yetkililerle buluştu. Burada temel koşul şuydu: Şiddet sarmalını kırmak için ANC’nin politik sürece katılmasına izin verilmesi, siyah çoğunluğa oy hakkının tanınması.
2. Mandela’nın serbest bırakılışı
1980’lerde Güney Afrika ekonomisi uluslararası........
© İlke TV
