İLKEDEN | Barışın masaları için de ‘masaymış ha’ diyebilecek miyiz?
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Edip Cansever / Masa da masaymış ha
Türkiye çatışmalı dönemi geride bırakacak bir barış ihtimalini yeniden tartışıyor. İyimserler kadar karamsarlar da var. İyimserleri destekleyecek kadar iyilik emareleri de mevcut; karamsarları haklı kılacak kadar kötülük de.
Mecliste tanık olduğumuz sembolik jestlerle başlayan bu süreçte Kürt meselesinin demokratik çözümünün, artık yalnızca siyasal bir tercih değil, geri dönülemez toplumsal bir zorunluluk olarak konuşulduğunu görüyoruz. Ancak bu barış ihtimali, aynı zamanda toplumun diğer kırılgan alanlarında yaşanan adaletsizliklerle ve haksızlıklarla da yüzleşmeyi ve bunları da görmeyi zorunlu kılıyor. Çünkü barış, eğer sadece silahların susması değilse o zaman fikrin, sözün ve siyasetin önünün açılması, özgürleşmesi gerek.
En sıcak güncel meselelerden bazılarını hatırlatarak barış arayışını, bu ahval ve şeraitle birlikte düşünmeye çalışacağım ve kimi sorularım olacak:
1. CHP’nin kurultay iptali davası: Siyasal krizler ve barışın zemini
Bugün CHP’nin 2023 yılında gerçekleştirdiği kurultayın iptal davasının ilk duruşması görülüyor. Özgür Özel’in genel başkan olarak seçildiği bu kurultay, mutlak butlanla mı iptal edilecek, Kemal Kılıçdaroğlu kayyım olmayı kabul edecek mi, CHP yönetimi ne yapacak minvalinde hararetli tartışmalara tanık oluyoruz. Hukuk fakültesinde öğrendiklerim ve tecrübem, mahkemenin bugün karar vermeden duruşmayı erteleyebileceği seçeneği de hatırlatıyor bana. Bir siyasal partinin iç işleyişindeki meselelerden çok daha fazlasına işaret eden bu dava; muhalefetin temsil gücünü,........
© İlke TV
