‘Çerkesler’ meseleyi pek anlamadı
Abdullah Öcalan, Devlet/Hükümet ve PKK arasında başlayan, hala ismini net bir şekilde koymakta zorlandığımız “süreç”, mecliste kurulan ve adını “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” olarak belirleyen komisyon ile siyasetin ve kamunun daha net bir şekilde gündemine girdi. En azından komisyonun kurulmasıyla birlikte siyasetin önünün açıldığını, meselenin (hala yeterli olmasa da) tartışılabilir olduğunu söylemek mümkün. Artık bu konuda tek belirleyen AKP ve Erdoğan değil. Mecliste grubu bulunan partilerin (İYİP hariç) komisyonda bulunmaları sürecin toplumsallaşması adına da önemli bir açılım ama tabi ki yeterli değil…
Komisyonun çalışmaları kapmasında birçok STK’nın da dinlenmesi gündeme geldi ve komisyon üyesi partiler, dinlenmesini istedikleri STK’ları ve toplumsal kesimleri liste halinde komisyona önerdiler. Bu aşamada DEM Parti’nin dinlenmesi gereken STK’lar arasına Kafkas Dernekleri Federasyonu’nu da eklemesi, bana kalırsa önemli bir jest. Bu tarz jestlerin Çerkesler arasında elle tutulur bir karşılık bulmasa da sürekli DEM Parti’den gelmesini (ileri de gündem etmek üzere) bir kenara not etmekte fayda var!
Davet listesinde Kaffed’in bulunması üzerine kurum, bir talepler listesi yayınlayarak Çerkes kamuoyuyla paylaştı ve diğer kurumlarında desteğini istedi. Oldukça eski ve garip taleplerin yer aldığı bu liste çok tepki aldı. Başta, yakın zaman önce Kaffed’ den ayrılan Eskişehir ve Kayseri derneklerinin (ve tabi diğer kurum ve bireylerin) itirazı üzerine bu talepler manzumesi geri çekilerek daha geniş katılımlı bir çalışma yapılmasına karar verildi.
Ne yalan söyleyeyim bu aşamada ümitlenmiştim ama heyhat. Diaspora kurumları yeni bir hayal kırıklığı ile karşıladılar bu ümidimi.
Tam 101 Çerkes kurumunun imza attığı ve içerisinde Kaffed üyesi olmayan birçok kurumun, hatta Kaffed ile birbirlerine rakip olarak bilinen Çerkes Dernekleri Federasyonu gibi yapıların dahi bulunduğu yeni talepler manzumesi 07.09.2025 tarihinde “facebook*”da yayınlandı.
Birlikte inceleyelim;
Metnin** ilk bölümünde “…anadili, kültür ve kimlik ile ilgili çalışmalarda katkımızın alınması katılımcı demokrasinin gereğidir.” diye bir kısım var. Çok doğru ancak mesele sadece o değil. Komisyonun temel amacı “barış”, barışa dair bir tek cümle yok metinde. O bahsettiğiniz katılımcı demokrasinin, demokrasi kısmına da arada bir katkı sunsanız, anti demokratik uygulamalar olduğunda – kısık da olsa – bir ses........
© İlke TV
