Çare-siz
“Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa ama değil kırmak, küçük bir çatlak bile oluşturamaz… Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir… İşte o zaman anlarım ki taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.” – Jacop Riss
***
Platon, “Diyaloglar” adlı yapıtında; bireysel değerlendirmelerden ve eleştirmelerden yoksun insanların kapalı uyumunu tartışmakta ve eleştiri konusu yapmaktadır. Ayrıca birçok filozof körü körüne katılımın, tek tipliğin ve taklidin bireysel ve toplumsal götürülerinden söz ederler.
İnsanın farklı düşünebilmesi, görünenin ve sunulanın ötesine geçebilmesi, önyargılardan ve şablonlardan kurtulabilmesine bağlıdır. Kendisine sunulanı irdelemekten, sorgulamaktan yoksun bireylerden oluşan toplumların varacağı bir menzil yoktur. Bu tür bir yapı tek tek bireylerin (aslında birey olamamış demek gerekir) ve toplumların tarihi hezimetler tablosundan ibarettir.
***
Hindistan’da filleri eğitmek için onları küçücükken kalın bir zincirle bir kazığa bağlarlarmış. Yavru filin bu zinciri koparabilmesi, kırabilmesi ya da kazığı söküp atabilmesi mümkün değildir. Küçük fil önceleri bundan kurtulabilmek için tüm gücüyle uğraşır. Defalarca dener, ama sonucu değiştiremez, özgürlüğüne kavuşamaz. Yıllar geçer fil kocaman olur, bağlı olduğu kazığın ve zincirin çok daha büyük ve kalınına gücü yetebilir artık. Ama fil asla........
© İlke TV
