‘Kayıplar Haftası’… her şey sümen altında
Bu hafta ‘Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’… Her yıl olduğu gibi bu yıl da bu konuyu daha görünür kılıp bir farkındalık yaratmak amacıyla kimi kurumlar çeşitli etkinlik ve oturumlar düzenliyor.
Türkiye de bu haftaya adaletin, hakkın ve hukukun bir türlü tecelli etmediği bir konumu yaşıyor. Devletler, tarihleriyle açık ve dürüst bir biçimde yüzleşmedikçe gerçek bir demokrasiyi inşa edemezler.
Bu ülkede insanlar gözaltında kaybedildi. Kimisinin kardeşi, kimisinin eşi, kimisinin babası, kimisinin de çocuğu ansızın sokaktan, evden, çalıştıkları yerlerden alınıp izleri kaybettirildi.
“Geçmişi yok saymak, bazılarının iddia ettikleri kadar kolay değildir. Bu dünyada hâlâ onları hatırlamak ve diri tutmak isteyen tek bir insan bile varsa, bunu yapmak mümkün değildir. Bu yeter; ahlaki çölde haykıran bir insan, önce biri, sonra biri daha, adalet kıvılcımının sönmesine engel olmak için bu yeter. Tarih bizi dinliyor olabilir, tarih bize cevap verebilir.” der Ariel Dorfman.
Evet. Tarih bizi dinliyor ve er geç cevap verecektir bize, buna yürekten inanmak gerek. Ama önce hatırlamak gerek tabii.
Türkiye, kendi tarihinin karanlıkta bırakılmış alanlarına girmeyi istemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarlar bu konuda söz birliği etmişçesine yüzleşme gerektiren olay ve olguları ya inkâr........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d