Elveda Ana
Maksim Gorki’nin Ana romanını okumayan sosyalist yok gibidir. Sosyalist realizmin başyapıtı, Rusya’da 1905 devrimine katılan bir devrimcinin (Pavel) öyküsünü anlatır, ama öykü devletine dinine bağlı bir annenin (Pelageya) oğluyla birlikte nasıl değiştiğini ve oğlunun yoldaşı olduğunu anlatır.
Ana’yı 1970’li yıllarda okudum. Annelerimiz okumamıştı tabii ki. Ama onların nasıl yavrusunu koruyan birer şahana dönüştüğünü 12 Eylül’den sonra Metris’te gördüm. Evlatları, eşleri içerde yatan kadınlar cezaevleri önünde cuntanın baş edemediği birer insan hakları savunucusuna dönüşmüştü.
Dün, Pelageya’yı da aşan bir anneyi Cumartesi Anneleri’nin kurucularından Emine Ocak’ı kaybettik. Emine Anne’yi tüm ülke, hatta dünya 1995’te kaybedilen oğlu Hasan Ocak’ı arama ve gözaltında kaybetmelere karşı mücadeleyle tanıdı.
Hasan Ocak
1995’in başında Gazi katliamı olarak biline olaylar dizisi yaşandı. Alevilerin ve solcuların oturduğu bir kahvehane 1970’li yıllardaki faşist katliamlardan ilham alınarak tarandı. (Kahvehaneyi tarayan katiller gaspettikleri taksinin şoförünü de öldürmüştü.) Daha sonra Ümraniye’ye ve başka yerlere de sıçrayan olaylarda 22 kişi yaşamını yitirmişti. Kanla beslenenlere bu yetmedi.
21 Mart 1995’te 29 yaşındaki Hasan Ocak gözaltına alındı. Devlet gözaltına alındığını reddetti. Aileye, avukatlarına ve arkadaşlarına tüm kayıp yakınlarının duyduğu cevap verildi: Böyle birini gözaltına almadık!
Kayıp anneleri daha Cumartesi Anneleri adını almamışken Ocak ailesi, Hasan Ocak’ın arkadaşları inanılmaz bir mücadeleye girişti. 55 günlük arayış, o tarihe kadar gözaltında kayıplara karşı yürütülen en etkili mücadeleydi.
İktidarda DYP-CHP koalisyonu vardı. Hasan Ocak’ın ailesinin ve arkadaşlarının Taksim Sıraselviler’deki CHP İstanbul İl Örgütü’nü işgal edişi hala gözümün önündedir. Pencereden aşağı sarkıtılan pankartta ve pencereden atılan sloganlarda gözaltına alınan Hasan Ocak’ın sağ olarak bırakılması isteniyordu.
Haklı bir endişeydi. Ülkenin dört bir yanında insanlar gözaltına alınıyor ve kendilerinden bir daha haber alınamıyordu. Şimdilerde yeniden hatırlanan Beyaz Toroslarla insanlar ya gözaltına alınıyor ya da kaçırılıyordu. Gözaltında kaybetme bir devlet........
© İlke TV
