Gönülden gönüle yol gizli gizli
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adındaki adalet’in başından beri demokratik bir tahayyülün adaleti olmadığını biliyorduk. Neler gördük geçirdik “adaletlerinde”. Muhafazakâr demokrasi tanımından kalkıldı, sandıklı otoriterliğe geçildi vs. Şimdi de bu “adalet”in gölgesinde bir barış arayışı başlıyor. Her birimize hayırlı olsun. İroni yapmıyorum. Yap(a)mam ki, tek bir ölüm daha olmayacaksa hangi koşullarda, hangi rejim altında geliyorsa gelsin PKK’nin beklenen silahsızlanma ve fesih kararı önemli bir adım olacak. Üstelik anlaşılan o ki biz bilmesek de belli adımlarda anlaşılmış, biz görmesek de bir yol haritası var herhalde. Herhalde’de ironi var; çünkü şeffaf olmama eleştirisi baki.
Peki bizler, yani hem Kürt meselesine hem de Türkiye’nin derin kutuplaşmasındaki her meseleye demokratikleşme ve toplumsal barışın sağlanması gibi temel ama içinde farklı fraksiyonlar üzerinden bakanlar ne yapacağız? Her birimiz “zor” bir dönem bekliyor’da anlaşıyoruz; ama bir yandan da zorluğuna rağmen ilk atılacak adımlar ne basit.
Seçme ve seçilme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yani en temel haklarda atılacak ilk adımlar barış arayışının yasal zeminini kuracak olanlar; sonrası elbette uzun ve zor, çünkü sadece bu temel hakları takip edecek diğer yasal adımlar değil bir de değişmesi gereken zihniyet(ler)imiz var.
Bilerek “-miz” dedim; çünkü hiçbirimiz muaf değiliz AKP’nin zaten var olan kutupları derinleştirdiği bu iklimden. Bunca cezasızlık gölgesinde kaçımız razıyız Sırrı Süreyya Önder gibi helalleşmeye? Unutmayalım, o da sadece kendisi için verdi helalliği, başkalarına yapılanlar için değil. Çünkü, uhrevi boyutu bir yana koyarsak, kul hakkı önemli. İster dinsiz olsun ister bir dine inansın, kul hakkı bilenler, yani insana ve her canlıya varlığından dolayı kıymet verenler daha güzel bir dünyanın peşinde koşuyor. Kul hakkını gerçekten hukukun üstünlüğü ilkesine dayanarak kurabildiğinizde hakikat de........
© İlke TV
