Dönüşen Diyarbakır: Mekân ve Sınıf
Yeni barış süreci bir yılı geride bıraktı. 41 yıllık çatışmaların geride bırakılması, Kürt meselesinin nihai çözümü sağlanamasa da doğrudan şiddetten arındırılması, siyaset ve hukuk zeminine çekilmesi büyük bir değişim. Konjonktürel dinamiklerden öteye daha uzun vadeli baktığımızda ve rejim formasyonuyla Kürt çatışması arasındaki yapısal ilişkiyi dikkate aldığımızda bu değişimin önemi ve etki potansiyeli daha net ortaya çıkıyor. Türkiye genelinde olduğu gibi sınır-aşan Kürt alanında da büyük bir değişimin arifesindeyiz. Bu değişim kendi içinde aynı zamanda belirsizlikler de içeriyor. Belirsizliğin yarattığı karanlığı dağıtmak ve yarına dair öngörülerde bulunmak için yürünen yollara ve yaşanan dönüşümlere yeniden ve yeniden bakmakta fayda var.
Bu ve takip edecek yazıda Diyarbakır örneği üzerinden Kürt itirazının dönüşümüne mekân, sınıf, kültür ve siyaset dinamikleri üzerinden bakmak istiyorum. Zira neredeyse yarım yüzyılı geride bırakan son isyanın dayandığı toplumsal zemin önemli oranda değişti.
Kürt itirazı özellikle 1990’lı yıllardan sonra dört temel dönüşüm yaşadı ve özetle (1) kentleşti, (2) metropolleşti, (3) legalleşti ve (4) kurumsallaştı. 1990’lı yıllarla birlikte, başka yerlerde de görünen diğer dinamiklerin yanı sıra zorunlu göçün hızlandırıcı etkisiyle Kürt itirazı kırsal alanlardan kentsel alanlara kaydı. Kentleşme aynı zamanda metropolleşmeyi getirdi. Diyarbakır, Mardin, Van ve Urfa gibi şehirlerin metropollere dönüşümünün yanı sıra, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Antalya, Aydın gibi belli başlı batı metropollerinde dikkate değer Kürt nüfusu yoğunlaştı. Metropol Kürtleri uzunca bir zamandır Kürt itirazının belirleyici bir unsuru haline gelmiş durumda. Kentleşme ve metropolleşmenin yanı sıra bu dönemde siyasi parti, yerel yönetimler, meslek örgütleri, sendikalar, vakıflar, dernekler, medya ve akademi gibi alanlar Kürt itirazını aynı zamanda yaygın bir alanda legalleştirdi. Son olarak bu üç dinamik ilgili aktörlerin kabul ettiği formel ve enformel kuralların, normların inşasını sağladı, yani Kürt itirazını göz ardı edilmeyecek düzeyde kurumsallaştırdı.
Diyarbakır’ın Mekânsal Dönüşümü
Kürt itirazının sembolik merkezlerinden biri olan Diyarbakır, 1970 yılında 581 bin nüfusa sahip orta ölçekli bir şehirdi. Şehrin nüfusu yaklaşık olarak 1980’de 778 bine, 1990’da 1,10 milyona, 2000’de 1,36 milyona, 2010 yılında 1,53 milyona, 2024 yılında ise 1,83 milyona çıktı. 1970’li yıllardan bu yana Diyarbakır’da yaşayan kişi sayısı tam olarak 3,15 katına çıkmış durumda.
Şehrin nüfusu artarken bu dönemde aynı zamanda kırdan kente doğru büyük bir nüfus hareketi yaşandı. Türkiye genelinde yaşanan bu süreci Diyarbakır zorunlu göçle birlikte daha sert yaşadı. Bir yandan çevre illerin köyleri de dahil olmak üzere kırsal alanlardan göç alan şehir, öte yandan batı metropollerine büyük bir göç verdi. Diyarbakır’ın kentsel alanda yaşayan nüfus oranı 1980’de H iken, 1990’da S’e, 2000’de `’a, en son 2012’de ise s’e çıktı. 2012 yılında çıkan yasayla birlikte 30 büyükşehirde tüm köyler mahalleye dönüştü. Bu anlamda, kentleşme........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon