Şehitler ölmez babalar ölür
“Babam Mardin Derik’te yüzbaşıydı. 1980’de üç gerillanın hayatını kaybettiği bir çatışmada babam yaşamını yitirdi. İlk büyük terör olaylarından biri olarak sayılıyordu. Ben hatırlamıyorum, beş yaşındaydım, kardeşim üç yaşındaydı. Annemin anlattıklarından şunu hatırlıyorum. Babamın son sözleri “iki tane çocuğum var, lütfen kurtarın beni “olmuş. Yani ‘Vatan sağ olsun’ filan değil, gözü arkada, bizi düşünerek son nefesini vermiş. O önemli bence. Bir şehitlik manzumesi yaratılıyor. Kahramanca, koşa koşa ölüme gidenlerden söz ediliyor. Yazdığım bir yazıda “şehitler ölmez ama babalar, çocuklar, kardeşler ölür” demiştim. Öyle büyük anlatıda o şehitliğe yüklenen anlamla ‘şehitler ölmez’ deniyor ama benim babam öldü. Burada eşini, kardeşini kaybedenler var, onlar ölüyorlar ve yerlerine gelmiyorlar. Bütün hayatım şehitlerin ölebildiğini, babaların kardeşlerin, çocukların ölmesinin de anlamsız olduğuna inanarak geçti. 1980’den bu yana 45 yıldır bu çatışma sürüyorsa bana birilerinin babamın neden öldüğünü açıklayabilmesi lazım. Eğer bu etkili bir yöntem olsaydı 45 yılda çözülmesi gerekirdi, on binlerce cana mal olmaması gerekirdi. Kahramana ihtiyaç duymayacağımız günlerin hayalini kuruyorum. Ama benim bir kahramanım var. Kahramanım şehit babam değil ama beni öfkeyle, nefretle büyütmemeyi başarmış annemdir benim kahramanım. Bizi babamın ölümüne sebep olan tarafa karşı öfkeyle........
© İlke TV
