menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Lozan, meşruiyeti kabullenilmemiş anlaşma

18 27
29.08.2025

Devletin hangi kurumuna sorsanız, yasama, yürütme, ordu, yargı, asayiş, istihbarat vs., istisnasız aynı cevabı alırsınız; Lozan kurucu anlaşmadır, tapu senedidir, kutsalımızdır, tartışılamaz. Ve hangi ana akım siyasi partiye sorarsanız sorun, AKP, CHP, MHP, İYİP, TKP, Zafer, Vatan, BBP, Deva vs, hepsi benzer cevabı verir: Lozan dokunulmazdır, kutsalımızdır.

Anlaşma, devletin sınırlarını ve sınırları içinde yaşayan Müslim/gayrı Müslim halkların medeni ve siyasi haklarını garanti altına alırken halkı Hıristiyan sınırdaş komşu ülkelerdeki Müslüman/Türk ahali’nin de benzer koşullarını zımnen garanti altına alır. Anlaşma’nın zımnen olmayıp doğrudan isim vererek mütekabiliyetle yükümlülüğe bağladığı tek ülke ise Yunanistan’dır. Diğer gayrı Müslim komşular olan Bulgaristan, Gürcistan ve Ermenistan ile sınırlar ve azınlıklar meselesinin Lozan’a gelmeden halledildiği varsayılır. O tarihlerde İsrail kurulmamış olduğu için Yahudilerin haklarını ise Türkiye mütekabiliyete bağlanmadan tek taraflı olarak garanti eder. Burada, mütekabiliyetten kaynaklı yükümlülüğün, diğer tarafın yükümlülüğünü yerine getirmemesiyle otomatik olarak kalkmayacağı ayrıca belirtilmelidir.

Anlaşma, halkı Müslüman İran ve Suriye ile sınırları müzakere konusu yapmamış, daha önce karara bağlanmış sınırları kabul etmiştir. Irak sınırının nasıl belirleneceği ise Lozan’da kararlaştırılmış ve o usüle bağlı olarak 1926’da kesinleştirilmiştir. Bu durumda, Anlaşma, Müslüman azınlıklara sahip halkı Hıristiyan ülkelerden farklı olarak Türkiye’ye, İran, Irak ve Suriye’deki Şii, Arap, Kürt ve Türk halklar üzerinde sınırdaş devletlerle karşılıklı olarak herhangi bir yükümlülük getirmemiştir. Yani ne Türkiye; Suriye, Irak ve İran’daki Kürt ve Türk ahali üzerinde ne de diğer ülkeler Türkiye’deki Arap, Kürt ve Şii ahali üzerinde, Anlaşma’dan kaynaklı mütekabiliyete bağlanmış özel bir huluka tabi kılınmıştır. Bu durum, Anlaşma’nın 27. maddesinde açıkça şöyle ifade ediliyor:

“Madde 27 — Türkiye Hükümeti ya da Türkiye makamlarınca, Türkiye toprakları dışında, işbu Andlaşmayı imzalayan öteki devletlerin egemenliği altında ya da koruyuculuğunda bulunan toprakların yurttaşları ile Türkiye’den ayrılan toprakların yurttaşları üzerinde siyasal, yasama ya da yönetimsel konularda, her ne nedenle olursa olsun, hiçbir yetki ya da yargı hakkı kullanılmayacaktır.”

27.⁠........

© İlke TV