menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şatonun Şımarık Kızı CHP’nin Mahalle Baskısı

28 0
04.09.2024

Sosyal demokratların ağzına “av kanı değdiği için daha büyük avın peşine düştüler” mi yoksa “biti kanlanan merhum Erdal İnönü'nün Aslan sosyal demokratlarının adım adım iktidara yürüdüklerini söylerken sağı solu kırarak, bertaraf ederek bir de üstüne mahalle baskısı uygulayarak yeni bir düzen inşa ettiğini mi” ekleyeceğiz?

Esasen biz yeni bir hikayeye başlıyoruz ya da yeni bir yolun başındayız. 2019 yılında kaleme aldığım “projesinin projelendirdiğimin projesi” başlıklı yazının tam da hayata geçirilmeye devam ettiğini üzülerek de görsem de, bütün olan bitene karşı elleri cephelerinde ıslık çalarak “iktidar değişimine daha çok var” diyen muhafazakar kesimi görmekteyim. Geliyor gelmekte olan Türkiye'nin kurtuluş reçetesine ilişkin bir tebabet tavsiyesi değil, bilinçli olduğu kadar 70 yıldır uygulanan Yeşil Kuşak İslam projesinin neticeleridir.

Kim ne derse desin, Sünni İslam Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gizli anayasasıdır ve bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İslam dünyasında bu geleneği sürdürmesi ve ayakta tutabilmesi için yegane seçenektir. Kimileri bu sözlerimize alınacak da olsa hakikat şudur ki, yakın zamanda yaşadığımız FETÖ'cü askeri darbe girişiminin ve yine FETÖ'cü kültürel işgal ve bozgun girişiminin neticeleri birer birer görülüyor.

Şatonun Şımarık Kızı

Halbuki biz solu bir vicdan işi olarak görmekteyiz; referansını (onlar zikretmese de dinden ve kültürel geleneksel anlayıştan) vicdan, hakça paylaşım ve birlikte yaşama kültüründen aldığını söyleyen sosyal demokrasinin, 31 Mart seçimleri sonrası içine girdiği “şatonun şımarık kızı” paranoyasından toplumun birçok kesiminin etkilendiğini ve bu etkilenmenin başlatılmak istenen bir kör dövüşün startını verdiğini görüyoruz.

Mahalle Baskısını Kim Yapıyor ?

Türkiye'nin siyasi İslami hareketinin önderi konumunda olan Milli Görüş hareketinin 1995 seçimleri sonrasında önce iktidar adayı olması, sonra da bir yıl da olsa iktidara gelmesi Türkiye'nin yöneten elitlerinin ve bu elitlerin koruduğu sermayenin korkulu rüyası haline gelmişti. Neredeyse Müslümanların sarığı yerine asker postallarını tercih eden bu anlayış, Bosna-Hersek'in işgali durumunda bizim laikçilere benzer anlayışın Aliya İzzetbegoviç için iktidara gelmesinden yaşadığı korku eseri olarak Sırpları ülkelerine davet etmesi, kendileri için de sonun başlangıcı oldu. Hiç de öyle Sırplar laikmiş, sekülermiş, dinliymiş, dinsizmiş bakmadı; yaptıkları soykırım ve imha operasyonu günümüzde bile 4 bilinmeyen denklem olarak gizemini koruyor.

Sol Dememek için “Sağın Karşısına dön” diyen bir Nesil

Kulağı çınlasın, Malatya'nın meşhur bir esnaf başkanı var, Ali Evren. Malatya'da bir yere çekime gideceğiz, kameraman aracı kullanıyor; o da yolu tarif ediyor. Kameramana diyor ki, "sağın karşısına dön." O cevap veriyor, "sola mı abi?" “Hayır, sağın karşısına”.

Türkiye'de sol dedi mi, kültürel ve sosyolojik hafızasına bakan sol kelimesini her hatırladığında dilinin ucuna gelip de "eyvah" diyen bir seçmen var. Bu seçmenin yüzü suyu hürmetine yıllardır sağ partiler, milliyetçi partiler ayakta kalabildi. Sol partiler bu durumu öylesine iyi analiz etti ki, Kazım Karabekir Paşa'nın bir dönem Cumhuriyet dönemine ilişkin söylediği ünlü söz akla geliyor: "Öyle puslu bir hava ki, şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor." Şimdiki dönem öyle puslu bir hava ki, İslam'ı hatırlatan her şeye karşı yeminli intikam savaşçıları, muhafazakâr gömleği giymiş, mahallenin meydanlarında, kahvelerinde, pazarlarında televizyon ekranlarında geziyorlar. Elbette ki siyaset boşluk kaldırmaz; bir alanı boşalttığınızda o........

© Hürses


Get it on Google Play