menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Başı Boş Sokak Siyasetçileri

32 0
17.07.2024

Son günlerin moda kelimesi: Başı boş…

Biz de 15 Temmuz’un ertesi gününde bir fevâid kaydı düşelim dedik. Eskilerde yazma eserlerin başında ve sonunda bulunan boş yapraklara okuyucular tarafından düşülen bazı notlara bu isim verilirdi.

Baş boş kelimesi o kadar hayatımız ile iç içe ki; evlenmeye aday olanların başı bağlanmadan önce bu söz söylenir. Bir “başı bağlı” değil. Müstakil veya münferit. Yeni tanımlamayla bağımsız, birey…

Başı boş kelimesini TDK şöyle açıklıyor:

Bir Şeye veya Kimseye Bağlı Olmayan
Bağlanmamış, Serbest Bırakılmış
(Başı'boş) Yönetimsiz, Baskısız, Denetimsiz Bir Biçimde
(Başı'boş) Kendi İsteğine Göre, Hiçbir Etki Altında Kalmadan

Bir de başı bozukluk var ki biz bu kelimeden çok çektik. Başıbozuk tabiri Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında taşradan İstanbul’a gelip işsiz güçsüz siviller için de kullanılmıştır. Bir de yaya ve atlı olarak ayrı silâh ve teçhizatları olan ve ayrı kumandanların idaresi altında bulunan başıbozuk askerleri Osmanlı ordusunu oluşturan kuvvetler vardır ki efsane olmuşlardır. Meslek hayatımda siyasilerden şu kelimeleri çok duymuşumdur. “Başı bozuklar sürüsü”, “başı bozukların eylemleri”

Peki Türk siyasetçilerinin başı boz, başı bozuk mu ?

Türk siyaseti 12 Mart’ı saymaz isek seçmen hep mecbur istikametin gösterdiği şemsiye altında bir partide toplanmış, onun egemenliğinde sürdürülen siyasal yaşama birkaç siyasi parti ancak yan kulvardan eklemlenebilmiştir. 12 Mart’a giderken ABD’nin “Moorison” denilen Demirel’e kızgınlığı had safhadadır. O dönem parti üzerine parti kurulmuştur. Sağda ve solda siyasetin geneli derleme/toplamaya değil dağılmaya parçalanmaya odaklıdır.

Evet siyasal olarak ana bir gövde sağda bir ana gövde solda ve küçüklü büyüklü siyasi partiler... İster 12 Eylül’e bakalım, ister 28 Şubat’a bakalım… Siyaset nasıl şekillenmiştir hepinizin malumudur.

Bu süreçler siyaseti şekillendiren iradenin de “başı boş sokak siyasetçilerinin” işine geldiği dönemdir. Barınmaya bile gerek kalmadan temel ihtiyaçlarının karşılandığı her nere varsa oraya konuşlanmaktadırlar.

Hür ve müstakil olmayı siyaseten mümkün kılmak için “Başı bağlı sokak siyasetçilerine” ihtiyaç vardır. Sokak diyorum, çünkü dar çerçevede hayatın yaşandığı, düşüncelerin filizlendiği, eyleme geçtiği yer hep sokaklar olmamış mıdır ? Necip Fazıl diyor ya “Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!”

Elbette bunları sözü kulağından anlayanlar için yazıyorum. Yoksa sözü mabadından anlayıp siyasetçilerimize “Şunu dedi, bunu dedi gibi bir aymazlığın içinde” kimse olmasın.

15 TEMMUZ NEYİN MÜDAFAASI ?

Siyaset için siyasetçi ile siyaset kurumları elzem olduğu kadar siyasetin yürütme ile şekillendirileceği idari kurumlar da çok önemlidir. Şimdi 15 Temmuz’un baskısı, silahların tehdidi altında bir geçiş dönemi olarak kabul ettiğimiz bir dönemde idari kurumların teker teker lağvedilip yerine kurulan ikame örgütlenmelerin bir yerde tıkandığı, reorganizasyona tabi tutulması gerektiği aşikardır.

Cumhur ittifakını elbette “ehli sünnet müdafaası” olarak okuyarak, devletin defansı ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğini savunanlardanım. Ancak gel gör ki halen bitmek tükenmeyen parantez kapatma sevdasının Cumhuriyet’in 100’üncı yılı ile ilgili olmadığı, Türkiye’nin Osmanlı bekasından devraldığı kurumsallaşma, devletleşme modelinin 200 yıllık parantezin kapatılmaya çalışıldığı görülmektedir. Öyle bir hal ki; zurnanın zırt dediği, kurumsal itirazın ortaya çıktığı yer de burasıdır. Anayasa Mahkemesi’nin tarihi bir karar ile 15 Temmuz’da KHK ile kurulan kurumların kanuni yapıya kavuşturulması kararı benim tabirimle “derin millet aklının”, “böyle gitmez” düdüğünü çalmasından başka bir şey değildir.

TANZİMATA FORMAT ATMAK

Geçenlerde bir devlet büyüğüm ziyaretime geldi. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nun fiilen ve zihnen işgal ettiği kurumlarının........

© Hürses


Get it on Google Play