14 Şubat Sevgililer Günü resmi tatil olmalı
Tarihin geçmişine baktığımızda sevginin önemini dile getiren büyük düşünür insanlar hep olmuştur. Sevgililer Günün tarihçesi MÖ 270 yılına kadar geriye gidiyor. Bunca yıldan bu yana yazılan şiirler, türküler sevginin yaşamın temelini olduğunu anlatmaya çalışıyor. İnsanın çektiği acıları, sevinçleri ve hüzünleri görmek o kadar da zor değildir; şiirlere, türkülere bakmak yeterlidir…
İnsanlık tarihinde sevgi ve evlilik hep kutsal sayılmıştır.
Aşkın gücü evrensel boyutta kabul görmüş, insanı değiştiren en büyük etkinin başında aşkın geldiği de kabul edilmiştir.
Aşk, insanı olumlu yönde değiştirir.
Aşık olan kişi, insanları ve çevreyi daha çok sever, toplumsal huzura katkısı olur, hoşgörü dilini kullanır. Aşkın içinde acı vermek, kaba kuvvet kullanmak gibi insanın yüzünü kızartacak kötü şeyler asla yer almaz. Aşk, insanı birey ve eşit olarak kabul eder.
Bazı ülkelerde sevgililer günü kutlaması dahi yasaktır oysa sevgiden, aşktan, insanın birbirine yakın olmasından daha önemli bir şey var mı bu süreli yaşamda?
Bence yok…
İnsanın mal varlığı ne kadar çok olursa olsun ruhsal açlığını giderebilir mi?
Zenginliğin de bir sonu yok üstelik hep daha fazlası istenir…
Sevginin, içsel huzurun, hasretin ve bireyin tensel - tinsel açlığı ile toplumsal eşitsizliğin ve ekonomik koşulların yetersizliği kavgayı, şiddeti doğurur.
Kavgalar, tartışmalar, şiddet ve savaşlar çıkarlara göre şekil alır. Bu değişmeyen kısır bir döngüdür.
Sormadan geçemeyeceğim; yeryüzünde yaşanan kavganın, gürültünün, şiddetin o karanlık günü ne zaman yok olacak? İnsanın bu çıkmaz yolunu kim aydınlatacak? Gökten birisi gelip yapmayacak, bunu insanın kendisi, daha doğrusu yönetici sınıfında olanların yapması gereken bir değişimdir…
Doğrudur, zorlaşan yaşam koşulları bizi sevdiklerimizden uzaklaştırıyor. Yaşamın bir gün biteceğini hiç düşünmeden sanki uzun yıllar yaşayacakmışız gibi birçok şeyi erteliyoruz. Oysa yaşam sonsuz değil, her gün adım adım sona doğru yürüyoruz ve yaşamın bir tekrarı da yok. Her şey bir gün masal olacak. Bu gerçeği bildiğimiz halde çoğu zaman unutuyoruz aslında mutluluğun küçük ayrıntılar içinde gizli olduğunu; kimi zaman da, umutların, düşlerin, sevinçlerin ve yalnızlığın verdiği........
© Hürses
