Ses Getiren Ölüm
Birkaç gün sonra düğünü olacak olan Filistinli Fatima Hassouna İsrail'in düzenlediği hava saldırısında şehit oldu. Ölmeden önce bir gazeteci olarak isteğini şöyle dile getiriyor: "Öleceksem eğer ses getirecek bir şekilde öleyim." Yanlış anlama olmasın. Kalabalık, milyonlarca kişinin cenaze törenine gelmesiyle onore olmaktan falan söz etmiyor. "Gazze'nin sesini duyurmak için şayet ölmem gerekiyorsa öleyim ve benim ölümüm yaşayan ölüleri diriltsin." demek istiyor...
"Hayatın trajedisi ölüm değil, yaşarken içimizde ölmesine izin verdiklerimizdir." diyor Norman Cousins. Bedenen sadece bir beşer olarak yaşamakla insan olarak var olmak aynı şeyler değil...
Toplumumuzda genç kızların ya da ebeveynlerinin hayali, "Ses getirecek bir düğündür." normal şartlarda. Görkemli bir törenle çok konuşulmak, diğer insanların imrenerek kendilerine bakması, düğün mekanının şaşaası, gelinliğin, takıların fiyatı yahut yeni evin mobilyası, perdelerle halıların uyumunun methedilmesinden duyulan komik haz duygusu.
Filistinlilerle aramızda uçurumlar, okyanuslar hatta gezegenler var. "Yatağımda yaşlı develer gibi ölmekten korkuyorum." diyerek devleşen, şehit oluncaya kadar elindeki taşını, sopasını düşmana fırlatmaktan geri durmayan bir Yahya Sinvar'la müşterek olan tek bir noktamız var mı? Yoksa nemelazım deyip küffara tek laf atmaya, tek tuşla göndereceğimiz bir tweete bile mi üşeniyoruz?
Yoksa hâlâ "Sadece benim boykotumla........
© Hür Haber
