menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Politik Barbarlık: Sürgünler, Tanklar ve Kıyıdaki Direniş

17 0
04.08.2025

1997–2001: Hafızanın karanlık raflarından yankılanan bir dönemin izleri

1997–2001… Yılları sadece dört rakamdan ibaret değil; bir dönemin utancı hâlâ boğazımızda düğümlü. Kimine göre “demokrasiye balans ayarı,” kimine göreyse faşizmin kristalleştiği, halkın ve haklının pul kadar değeri olmadığı yıllar...

28 Şubat süreci, halkın helal oylarıyla seçilen Rahmetli Başbakan Erbakan’ın tiyatral bir senaryo eşliğinde, barbarca tasfiyesiyle başladı. Medyanın Müslüm–Fadime vakası üzerinden kurduğu manipülasyon zemini, “laiklik karşıtı olayların odağı olmak” yaftasıyla partileri kapatma sürecini besledi. Fişleme, sürgün, istihbarat—hepsi bu postmodern darbenin enstrümanlarıydı. Zulüm o zaman kişisel değildi; sistematikti. Her köşeye yayılan fişlemeler, belgelenmeden mimleme kültürüyle toplumun damarlarını zehirledi. Muhbirlik, siyasetin yeni dili hâline geldi. Ve çoğumuz o günler yaşadık, bazılarımızda sadece izledi.

Eğitim alanı da “çağdaşlık” naralarıyla kıyıma uğradı. Sırf İmam-Hatip Liselerinin önünü kesmek için alt yapısı hazırlanmamasına rağmen 8 yıllık kesintisiz eğitime geçildi. Üniversitelerde başörtülü öğrenciler okul kapılarında aşağılandı. 1161 il, ilçe ve şube müdürü pozisyonunda yönetici bir gecede görevden alındı; yerlerine tecrübesiz, yetkinliği olmayan isimler getirildi. Kamu görevlileri inançları nedeniyle sürüldü. Bugün özgürlük savunucusu olduğunu iddia edenlerin çoğu o günlerde ya üç maymunu oynayıp sessiz kaldı ya da alkışlarla bu kıyımı onayladı.

Ekonomik yıkım da bu iklimin doğal uzantısıydı. Anayasa kitapçığının fırlatıldığı, enflasyonun zirve yaptığı, ANASOL-D ve ANASOL-M hükümetlerinin körlüğü çözüm diye sunduğu yıllardı. Bugün........

© Hür Haber