Tapulu Binanın Kamulaştırılmadan Park Olması
Belediye Uygulama İmar Planı Hazırlamazsa’da bahsetmiştik ya, asıl bomba bu yazının üzerine gelmişti, neredeyse sırf bu Tapulu Binanın Kamulaştırılmadan Park Olması’nı yazmak için zikretmek gerekecektir diye. İşte o yazımızı da yayınlayalım da, tam anlam bütünlüğü oluşsun.
Lakin söz o uygulama imar planından açılmışken, fena halde rezil olduk! Hesapta yazımızı güncelleyerek yayınlayacaktık fakat o geçen zamanda idarenin cevapsız kalması üzerine bekleme süresi altı aydan dört aya düşüyor ama biz bunu hiç düzeltmeden yayınlıyoruz. Şimdi, yapılacak hata var, asla yapılmaması gereken hata var. Tefhim yerine tefkim yazsan n’olur, yazmasan n’olur? En fazla gülerler bilmediğin kelimeyi kullanma diye. Yazının başında tefhimi kullanmışsak da belli olur bir tipo hatası yapıldığı. Ha, olmalı mı? Tabii ki hayır. Bir kere daha kontrol et, astigmatın varsa da gözlük kullan.
Filhakika sen hak düşürücü bir süreden daha fazlasını yazarsan olmaz. Müvekkil mesleki sorumluluğuna da gider, tazminat da ödersin, barodan ceza da alırsın. Gerçi Anayasa Mahkemesi 06.03.25 Tarih ve 2025/47 Kararı ile AvK m. 134 ve 135’i 22.02.26’dan itibaren geçerli olmak üzere iptal etti. O zamana kadar bir düzenleme yapılmazsa ceza verilemeyecek de, hani Vekilsiz Bireysel Başvuru’da değindiğimiz gibi, bu işler müvekkil referansıyla olur, işinizi iyi yaparsanız iki kişiye anlatırlar da, böyle bir hak kaybında yüz kişiye anlatılır.
Bir de işin en ironik tarafı, aşağıdaki yazımızda mütalaa alacağımız hocamız Sayın Prof. Dr. Aydın GÜLAN’ın sürekli lafıydı; asla süreleri ezberlemeyin! Ezberlerseniz hata yaparsınız. İhtiyacınız olduğunda açın kanunu bakın; değişmiş olabilir.
Dilekçende dürüstlük kuralına değinecek olsan da açıp bir kere daha TMK m. 2'yi okuyacaksın.
İşte bizden kaçar Muhsin Bey’den kaçmaz. Hatamızı yakalamış hemen ama sonra da yanlış anlaşılmaktan çekinmiş. Yok öyle bir şey Muhsin Bey, bir kere böyle bir hata yakalandı mı belirtmek hepimizin borcu, çünkü gerçekten çok fahiş hata. Sonra, belli sizin tarzınızdan, bir eksiklik gördünüz mü belirtme ihtiyacı hissediyorsunuz. Her yazara gerekli okuyucu sizin durumunuz. Benim kızdığım, kendince hata olduğunu düşündüğü yerlerde saygısızca yorum yapanlar. Mesela yazmışız bir yazı Avukatlıkta Doğru Bilinen Yanlışlar ya da Memuriyette Doğru Bilinen Yanlışlar; çok önemli değil konunun ne olduğu, önemli olan bir iddiamız var, senin doğru bildiğin bazı yanlışlar var diye. Adamdaki özgüvene bak ki, okuyor, ya acaba ben de bunu yanlış bilebiliyor olabilir miyim demiyor, “içerik denetimi yapılmıyor mu? Fahiş hatalar var yazıda” diyor.
Hani meşhur hikayedir; bilge, ressama en güzel tablosunu meydanda sergilemesini ve insanlardan resimde yanlış olan yerleri işaretlemelerini istemesini öğütlemiş. İki gün sonra tablo çarpılardan görülemeyecek haldeydi. Yeniden resmi yapıp bu sefer de hata olan yerleri düzeltmelerini istemiş. İki hafta geçmesine rağmen kimse dokunamamış tabloya. Yanlış demek kolay, doğrusunu gerekçeleriyle sunmak zor.
Mesela İlhan Bey ne güzel demiş. Uygulama imar planı mimara yaptırılmaz dememiş sadece. Uygulama imar planını şehir plancısı yapar, onaylanmasından sonraki parselasyon planını harita mühendisi yapar diye de gerekçesini yazmış. Ne güzel sayesinde yeni bir şey öğrendik. Biz tabii hep mimarlık ofisinden işlerimizi hallettiğimiz için arka planını bilmiyoruz ama ne........
© Hukuki Haber
