menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuk ve Karl Marx’ın Odağı

28 8
25.01.2025

Karl Marx, tarihsel maddeci yöntemiyle toplumsal yapıları açıklarken hukuku birincil bir inceleme konusu yapmamış, ancak hukuka dair görüşleriyle güçlü bir teorik çerçeve oluşturmuştur. Hukuku toplumsal ilişkilerin temel unsuru değil, ekonomik yapının bir türevi olarak ele alması, onun hukuk eleştirisini sınırlı bir düzeyde bırakmasına yol açmıştır. Marx’a göre hukuk, toplumsal üretim ilişkilerinin bir yansımasıdır ve bu nedenle onun ideolocyasında hukuk bağımsız bir alan olarak ele alınmaktan çok ekonomik temel bağlamında değerlendirilmiştir. Ancak bu, Marx’ın hukuku ihmal ettiği anlamına gelmemektedir; aksine, hukuka dair görüşleri, günümüz hukuk teorileri üzerinde derin etkiler yaratmıştır diyebiliriz.

Hukukun Tarihsel ve Maddi Temelleri

Marx, hukuku anlamanın, onu yaratan ekonomik ve toplumsal bağlamı çözümlemekten geçtiğini savunur. Hukukun kökenini, toplumun üretim biçimlerinde bulur ve hukuku bu üretim ilişkilerinin üstyapısal bir unsuru olarak görür. Bu düşünce, Marx’ın şu tespitiyle netlik kazanır:

Her üretim biçimi, kendine özgü hukuki kurumlarını yaratır. Hukuk, ekonomik temelin bir yansımasıdır ve bu temel değişmeden hukuk da değişemez.” (Marx, 1976: 20)

Bu yaklaşım, hukukun bağımsız bir inceleme konusu olarak ele alınmasını imkânsız kılar. Marx, hukukun sınıfsal yapıyı pekiştiren bir ideolojik araç olduğunu savunur. Örneğin, mülkiyet hakkı, burjuva toplumunda üretim araçlarını kontrol eden sınıfın egemenliğini meşrulaştırırken, sözleşme özgürlüğü bireyler arasındaki eşitsiz ilişkileri gizler.

Hukuk ve Yabancılaşma

Marx’ın hukuk eleştirisi, yabancılaşma kavramıyla da yakından ilişkilidir. Ona göre hukuk, bireylerin toplumsal üretim sürecindeki gerçek ilişkilerini gizler ve bu ilişkileri soyut, evrensel bir düzen olarak sunar. Bu durum, Marx’ın Hegel’in hukuk anlayışına yönelik eleştirilerinde açıkça görülür. Hegel, hukuku evrensel bir aklın tezahürü olarak ele alırken, Marx, hukukun toplumsal yaşamdan kopuk bir soyutlama olduğunu savunur. Şöyle der:

Hukuk, bireyin yaşam koşullarından kopuk bir biçimde, soyut bir düzen olarak sunulamaz. Hukuk, toplumsal ilişkilerin ve sınıf mücadelesinin bir yansımasıdır.” (Marx, 1997: 47)

Bu yaklaşım, hukukun bireyleri bir arada tutan bir........

© Hukuki Haber