menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İSTİKLAL MARŞI

7 0
27.03.2025

Hemen hemen tüm kurum ve kuruluşların, kendilerine ait görselleri, amaçlarını yansıtan marş niteliğinde besteleri vardır. Gelişen ve bir topluluk halinde birleşen insanlar da, kendilerine özgü; sözlü, sazlı ve hatta danslı söylemlerini geliştirmişlerdir. Giderek Millî marş ya da Ulusal Marş haline gelen bu söylemler; ülkenin bağımsızlığının, gücünün ve yurtseverlik duygusunun simgesi olmuştur. 23 Nisan 1920’ de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır. Ülke topraklarının büyük bir bölümü işgal altındadır. Ankara’daki yeni Meclis; düzenli bir ordu kurma çalışmaları içinde iken, bu orduyu ayakta tutacak, ona moral verecek güçleri de harekete geçirme çabasındadır.

Ulusal birliğin düşünsel temellerini de atabilmek için, ileride bestelenmek üzere, şiirsel bir metin yarışması açılır. Kazanan yarışmacıya 500 lira –Maddi Mükafat- para ödülü verilecektir.

1920 yılında açılan yarışmaya 724 eser katılır. Son şiir gönderme tarihi olan 23 Aralık 1920'den sonra Eğitim Bakanlığı güfteleri inceler ancak içlerinde istiklal marşı olabilecek bir eser bulunamaz.

Kazanan güfteye para ödülü verilecek olması nedeni ile Mehmet Akif Ersoy’un yarışmaya katılmadığı bilinmektedir. İstediği koşullarla yarışmaya katılması için davet edilir. Büyük bir coşku ve heyecanla çalışmaya başlayan Mehmet Akif Ersoy, çalışmalarının önemli bir kısmına, halen bir Müze gibi korunan, Cebeci’deki Tacettin Dergahında devam eder.

Kayda geçen söylentilere göre; Mehmet Akif Ersoy, bir gece yarısı, Tacettin Dergahı’nda düşünürken,........

© Hukuki Haber