menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortaklığın Giderilmesi Davaları ve Güncel Uygulamalar

11 5
08.08.2025

Bir mal üzerinde birden fazla kişinin malik olduğu durumlara hukukumuzda paylı mülkiyet veya elbirliğiyle mülkiyet adı verilir. Bu ortaklıklar, zamanla ortaklar arasında anlaşmazlıklara yol açtığında veya malın daha verimli kullanılmasını engellediğinde, ortaklardan herhangi biri bu durumun sona ermesini talep edebilir. Bu hukuki talep, halk arasında İzale-i Şüyu Davası olarak bilinen Ortaklığın Giderilmesi Davası ile gerçekleştirilir.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir ve Hangi Durumlarda Açılabilir?

Ortaklığın giderilmesi davası, bir malın üzerinde bulunan ortak mülkiyetin sona erdirilerek, malın bireysel mülkiyete geçmesini sağlayan bir dava türüdür. Bu davanın temel hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 698. maddesidir. Ayrıca "Hiç kimse paylı mülkiyette kalmaya zorlanamaz" prensibinin bir sonucudur.

Ortaklığın giderilmesi davasında aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir;

Elbirliği veya paylı mülkiyete konu bir malın bulunması gerekir. Dava konusu olabilecek bu mallar sadece taşınmazlarla sınırlı değildir. Taşınır mallar (taşıt, hisse senedi, ziynet eşyası vb.) üzerinde de paylı veya elbirliğiyle mülkiyet söz konusu ise bu dava açılabilir. Önemli olan, malın elbirliği veya paylı mülkiyete tabi olmasıdır.

Davacının dava açarken ortaklığın tüm taraflarını dava dosyasına dahil etmesi gerekir yani tüm taraf teşkili sağlanmalıdır.

Dava konusu malın bilgileri detaylı bir şekilde belirtilmelidir. Dava konusu taşınmaz ise ada parsel bilgileri, dava konusu taşınır ise o taşınıra ait bilgiler eklenmelidir.

Dava, temelde üç farklı talep ile açılabilir:

1. Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Paydaşlığın giderilmesi davasında mahkemenin, ortak mülkiyete konu malın aynen bölünerek paylaştırılmasına (taksim) karar verebilmesi için belirli koşulların varlığı gerekmektedir. Bu koşullar, taşınmazın hukuki ve fiziki yapısıyla yakından ilgilidir.

Öncelikle mahkeme, taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı gibi unsurları dikkate alarak bir değerlendirme yapmalıdır. Özellikle tarım arazilerinde, ilgili mevzuat (örneğin 5403 sayılı Kanun) gereğince belirlenen asgari büyüklük şartlarının sağlanıp sağlanmadığı ve imar mevzuatına uygun bir taksimin mümkün olup olmadığı incelenir.

Aynen taksimin en önemli şartlarından biri, bölme işlemi sonucunda taşınmazın önemli bir değer kaybına uğramamasıdır. Eğer bölünen parçalar, bütün halindeki taşınmazın değerinin altında kalacaksa veya işlevselliğini yitirecekse, mahkeme aynen taksim kararı veremez.

Ayrıca, paydaşların rızası olmaksızın taşınmazın bir kısmının paylı mülkiyet olarak bırakılması da mümkün değildir. Her bir paydaşın, kendi payına düşen bağımsız bir parçaya sahip olması esastır.

Eğer aynen taksimin mümkün olduğu tespit edilirse, bölünen parçaların değerlerinin birbirine tam olarak denk gelmemesi olasıdır. Bu durumda, değeri eksik olan parçaya, diğer paydaşlar tarafından para (ivaz) eklenerek denkleştirme yapılır. Bu sayede paydaşlar arasında eşitlik sağlanmış olur.

2. Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Ortaklığın giderilmesi davalarında tercih edilen yöntemlerden biri de satış yoluyla ortaklığın sona erdirilmesidir. Bu yöntem, çeşitli nedenlerle aynen taksimin mümkün olmadığı durumlarda devreye girer. Ortaklığa konu mal, genellikle açık artırma yöntemiyle satılır ve bu satıştan elde edilen bedel, ortaklar arasında payları oranında paylaştırılır.

Türk Medeni Kanunu'nun 699. maddesinin 3. fıkrası bu durumu şöyle düzenler: "Paylaşma talebi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa karar verilir. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır."

Bu maddeye göre; ortaklar arasında bir anlaşma sağlanamamışsa veya malın bölünebilir nitelikte olmaması nedeniyle değer kaybı yaşanacaksa, mahkeme ortaklığın satış yoluyla giderilmesine hükmeder.

Satışın gerçekleştirilme şekli, paydaşların iradesine bağlıdır.

Paydaşlar arasında satışta; eğer tüm paydaşlar, malın sadece kendi aralarında yapılacak bir açık artırma ile satılmasına rıza gösterirlerse, mahkeme bu yönde karar verir. Bu durumda, satış işlemi sadece ortakların katılabileceği bir müzayede şeklinde gerçekleşir.

Halka açık satışta; ortaklardan tek bir kişi dahi satışın sadece kendi aralarında yapılmasına rıza göstermezse, malın satışı halka açık olarak yapılır. Bu satış, pazarlık veya genellikle uygulandığı şekliyle açık artırma usulüyle gerçekleştirilir.

Satış işlemi sonucunda elde edilen para, mahkeme ilamında belirtilen oran ve tutarlara göre tüm paydaşlar arasında paylaştırılır.

3. Kat Mülkiyeti Kurulması Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Dava konusu arsa üzerinde bir yapı varsa ve kat mülkiyeti kurulması mümkünse, mahkeme kat mülkiyetine geçilmesi suretiyle ortaklığın giderilmesi mümkündür.

Ortaklığın Giderilmesi Davasını Kimler Açabilir ve Kime Karşı Açılır?

Davacı: Ortaklığın giderilmesi davasını paydaşlardan herhangi biri veya birkaçı açabilir. Bunun yanı sıra, bir paydaşın alacaklısı da, icra dairesinden alacağı bir yetki belgesi ile bu davayı açma hakkına sahiptir. (İİK 121) Eğer paydaş kısıtlı ise, vasisi (Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alarak) davayı açabilir.

Davalı: Dava, tüm paydaşlara karşı açılmalıdır. Bu, davanın doğru bir şekilde ilerlemesi için usuli bir zorunluluktur. Davalılardan birine ulaşılamıyorsa, gerekli tebligatlar yapılır ve mahkeme kararıyla kayyım atanabilir. Eğer davalı vefat etmişse, dava mirasçılarına yöneltilir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli Mahkeme: Ortaklığın giderilmesi davaları Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür.

Yetkili Mahkeme: Taşınmazlarda; kural olarak taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Eğer taşınmaz miras yoluyla edinilmişse, murisin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Birden fazla taşınmaz söz konusuysa, bu taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinde tüm taşınmazlar için dava açılabilir.

Taşınırlarda; Hukuk Muhakemeleri Kanunu HMK 6. maddesi gereğince, davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Davalı birden fazla ise HMK 7'ye göre davalılardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olur.

Yetkisiz mahkemede açılan davalar, zaman kaybına neden olacağından, doğru mahkemenin belirlenmesi büyük önem taşır.

Ortaklığın Giderilmesi........

© Hukuki Haber