İŞÇİLİK ALACAKLARI VE EDİNİLMİŞ MAL SAYILMA HALLERİ
Evlilik birliği içerisinde eşlerin emekleri karşılığı sağladığı kazançlar edinilmiş mal kapsamında sayılmaktadır. Bu alacakların muaccel olma tarihleri önem taşımaktadır. Bahse konu alacakların muaccel olma tarihi yasal mal rejiminin devam ettiği tarihlere tekabül ediyorsa o zaman edinilmiş mal sayılacaktır. Bu alacaklar eşlerin evliliğin devamı süresince (1.1.2022 tarihinden sonrası) emekleri karşılığı elde ettiği tüm kazançlar için geçerli olup işçilik alacakları da bu kapsamda olduğu için tüm işçilik alacakları
Çalışma karşılığında elde edilen gelir ve hak edilen kıdem tazminatı 1.1.2002 tarihinden önceki ve sonraki döneme yayılmışsa her bir döneme isabet eden çalışma süresi ve gelir durumu esas alınarak oranlama yapılmak suretiyle, kıdem tazminatının kişisel ve edinilmiş mal olan miktarları belirlenir.(1)
“…Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacının dava dilekçesinde sözünü ettiği kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının evlilik birliği içinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemdeki çalışmasına karşılık olmasına, çalışma karşılığı elde edilen gelirin TMK'nin 219.maddesi uyarınca edinilmiş mal sayılmasına ve temyiz edenin sıfatı ile temyiz nedenlerine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”(2)
1. Maaş Alacağı:
· Eşlerden her birinin emeğinin karşılığı olan maaşı edinilmiş mal sayılır. Aynı durum ücret alacağı için de geçerlidir.
“…Mahkemece, davacının yaptığı katkıyı ispat edemediği, davalının şahsi malı olduğu savunmasını diğer kredi belgeleri ile doğruladığı gerekçesi ile bu istek yönünden red karanı verilmiştir. Taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olup, davalı, araç alımında kredi kullandığı ve maaş geliri ile ödeme yaptığı, kredi borcunun da halen devam ettiği savunmasını ispatlamış ise de davalının çalışması karşılığı elde ettiği maaş geliri de TMK.nun 219.maddesine göre edinilmiş mal sayılacağından, davalı bunun dışında araç alımında kişisel mal veya gelirinin kullanıldığını iddia ve ispat etmediğinden mahkemece araçla ilgili davanın tümü ile yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır…”(3)
· Emekli maaşı edinilmiş mal sayılmaktadır. Aynı durum işsizlik maaşı için de geçerli olacaktır.(4)
“…Davacı tarafından dava dilekçesi ve yargılama boyunca gerek yasal edinilmiş mallara katılma rejiminden ve gerek katkıdan söz edilmekte ise de 01.01.2002 tarihi sonrası çalışma karşılığı elde edilen gelir ve emekli maaşı edinilmiş mal niteliğinde (TMK.nun 219.m) olduğuna göre davacının kişisel mal veya değer ile katkıyı gerektiren değer artış payı alacağı istemediği talebinin yasal mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değer üzerinden katılma alacağı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir…”(5)
2. Kıdem Tazminatı ve İhbar Tazminatı
· Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacağı edinilmiş mal kapsamındadır. Birtakım istisnaları da mevcuttur. Zira yasal mal rejimi kapsamında muaccel hale gelip gelmediğine bakılarak bu değerlendirme tam olarak yapılabilecektir.
“…Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacı kadının iş akdi 09.03.2004 tarihinde fesh edilerek toplam 32.965,96 TL kıdem tazminatı ödenmiştir. Kıdem tazminatı, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, en az bir yıl süre çalıştıktan sonra ayrılan işçiye, işveren tarafından, çalıştığı her bir tam yıl için ücretinin otuz günlük tutarı kadar ödenen tazminattır. Kıdem tazminatını hak etmek için, en az belirtilen süre kadar çalışmak ve yasada açıklanan koşullarda iş akdinin sona ermesi yeterli olup, prim ödenmesine ihtiyaç duyulmamaktadır. Başka bir anlatımla, geçmişe dönük çalışma karşılığında ve çalışma süresiyle orantılı olarak ödenen primsiz tazminat sistemidir.
743 Sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin çalışmanın karşılığı olarak elde edilen gelir ve dolayısıyla hak edilen kıdem tazminatı kişisel mal (TKM mad.189), 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki çalışma karşılığında elde edilen gelir ve hak edilen kıdem tazminatı ise edinilmiş mal grubuna girer (TMK mad.219/1). Eşin çalışma süresinin hem mal ayrılığı hem de edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlere yayılması durumunda ise, her bir döneme isabet eden çalışma süresi ve gelir durumu esas alınarak oranlama yapılmak suretiyle, kıdem tazminatının kişisel ve edinilmiş olan miktarları belirlenir.
Tüm bu açıklamalara göre, öncelikle iddia ve savunma doğrultusunda davacı eşin kıdem tazminatını hak ettiği işyerindeki çalışmasını, süresini ve ödenen kıdem tazminat miktarını gösteren belgeler bulunduğu yerlerden getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Kıdem tazminatının tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad.235/1) ya da bu tazminat kullanılarak başka bir malvarlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan malvarlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır.
Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 Sayılı TMK mad.227). Denkleştirme (TMK mad.230) hariç, tasfiyeye konu mal varlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK mad.227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacak miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK mad.227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.
Değer artış payı alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 30.04.2002 tarihinde evlenmiş, 02.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1) Tasfiyeye konu 18143 ada 2 parselde kayıtlı 41 nolu dubleks mesken, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 09.07.2004 tarihinde kooperatif hisse devir sözleşmesi ile davalı tarafından satın alınmış, 24.02.2011 tarihinde ferdileşme yoluyla, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı kadının, 26.09.1989 tarihinde BOTAŞ’ta işe başlayıp, 09.03.2004 tarihinde iş akdinin feshedilmesi nedeniyle 32.965,96 TL kıdem tazminatını alarak işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad.179).
Mahkemece hükme esas alınan, 29.12.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile evlenme tarihinden boşanma dava tarihine kadar taşınmaz üzerinde yapılan iyileştirmelerin değerinin 18.500 TL olarak belirlendiği, davacı kadının 09.03.2004 tarihinde işten ayrılma sebebiyle almış olduğu paranın, 30.594,99 TL’sini 11.03.2004 tarihinde Vakıfbank yatırım hesabına yatırdığı aynı gün 30.583,77 TL tutarında fon alımı yaptığı, 11.03.2004-18.03.2004 arası fon satışlarının olduğu, bir kısım davacı tanıklarının da davacının dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan iyileştirmelere katkıda bulunduğunu beyan ettikleri anlaşıldığına göre; davacının kıdem tazminatı ile davaya konu taşınmaz üzerinde yapılan iyileştirmelere katkıda bulunduğunun kabulü doğru ise de, iyileştirme değeri dikkate alınmadan, hesaptan kullanılan 29.288,48 TL'nin tamamının iyileştirme bedeli kabul edilerek değer artış payı alacağına hükmedilmesi doğru değildir. Buna göre; Mahkemece öncelikle davacının kıdem tazminatının, yukarıda bahsedilen Dairemizin ilke ve uygulamaları doğrultusunda evlilik birliği öncesine tekabül eden kişisel mal miktarı bulunarak, bu miktarla ,davaya konu taşınmaz üzerinde evlilik birliği içinde yapılan iyileştirmelere yapmış olduğu katkı oranı tespit edilerek, değer artış payı alacağına........© Hukuki Haber
