menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HUKUK YARGILAMASINA HAKİM OLAN İLKELER

12 20
17.02.2025

I. GENEL GİRİŞ

Hukuk sistemimizde yargılamanın kendi içerisinde hukuk yargılaması, ceza yargılaması ve idari yargılama olmak üzere üç ana kola ayrıldığı görülmektedir. Söz konusu ayrım, yargılamanın temeline, hukuk dallarına hakim olan ana kural ve ilkelere, yargılama kollarının kapsamına giren dava türlerine ve uyuşmazlık çeşitliliğine göre yapılan genel bir ayrım olup, hukuk dallarının birbirinden farklılık arz etmesi sebebiyle yapılmaktadır. Açıklamaları somutlaştırmak gerekirse; bir ceza davası ile hukuk davasının mahiyeti, iki farklı kolda yer alan davalarda uygulanması gereken kaideler birbirinden farklı olduğundan her yargılama türünün kendi içerisinde kendine has özellikleri ile uyulması gereken normlar, hatta kendine has özel kanunlar bulunmaktadır. Bu bakımdan hukuk yargılamasının ceza yargılamasından, hukuk ve ceza yargılamasının da idari yargılamadan ayrıldığı ve farklılaştığı noktalar bulunmaktadır. Bu sebeple her yargılama türü yönünden ayrı esasların düzenlenmesi yerinde görülmektedir.

II. HUKUK YARGILAMASINA HAKİM OLAN İLKELER VE DETAYLARI

A. Hukuk Yargılamasına Hakim Olan İlkelerin Yasal Dayanağı

Hukuk yargılamasında uygulanan temel kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'dur. Ceza yargılaması ile idari yargıda ise, kendi özel kanunları uygulama alanı bulmakta ve düzenleme bulunmayan hususlarda mahiyetlerine aykırı düşmediği müddetçe HMK hükümleri uygulanmaktadır. Bu kapsamda ceza yargısında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), idari yargıda ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) uygulama alanı bulmaktadır. Bu sonuca İYUK madde 31 hükmü ve Yargıtay kararları ile ulaşılmaktadır.

B. Hukuk Yargılamasına Hakim Olan İlkeler Nelerdir?

1. Genel Açıklamalar

Hukuk yargılamasına hakim olan ilkelerin HMK'nun 24-33 arası maddelerinde düzenlendiği görülmekte ve söz konusu ilkeler, tasarruf ilkesi, taraflarca getirilme ilkesi, taleple bağlılık ilkesi, hukuki dinlenilme hakkı, aleniyet ilkesi, dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü, usul ekonomisi ilkesi, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü ile diğer ilke ve esaslar kapsamında yargılamanın hakim tarafından sevk ve idaresi ile hakimin Türk hukukunu re'sen uygulaması gereği şeklindedir.

2. Tasarruf İlkesi

Tasarruf ilkesi, birden fazla uzantıya sahip olan bir ilke olup; bu uzantılardan ilki, hakimin, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyememesi ve karara bağlayamamasıdır. Farklı açıdan değerlendirme ile kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimsenin kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaması anlamına da gelmektedir. Bu kapsamda tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam etmektedir. Örneğin boşanma davası açıp açmama konusunda takdir ve değerlendirme yetkisi tümüyle taraflarda olup; davacı, açmış olduğu davasından istemesi halinde hüküm kesinleşene kadar her zaman feragat edebilmektedir. Bu husus, doğrudan tasarruf ilkesi ile açıklanmaktadır. Yaşanan geçimsizliğe rağmen eşler, boşanma davası açma konusunda zorlanamamakta ve açılan dava ile karşı dava devam ederken, davalarından feragat yetkisine sahip bulunmaktadır.

3. Taraflarca Getirilme İlkesi

Taraflarca getirilme ilkesi; kanunda öngörülen istisnalar dışında hakim tarafından, iki taraftan birinin söylemediği şeyin veya vakıaların kendiliğinden dikkate alınamaması, onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunulamaması ve kanunla belirtilen durumlar dışında kendiliğinden delil toplanılamaması anlamına gelmektedir. Elbette bu konuda istinai hükümlerin ve farklı kuralların kabul edildiği dava türleri ile durumlar bulunmaktadır. Örneğin iş mahkemelerinin görev alanına giren hizmet tespiti davalarında re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu ve mahkemece sıklıkla bordro tanıklarının bildirilmesinin istendiği ve dinlendiği görülmektedir.

4. Taleple Bağlılık İlkesi

Taleple bağlılık ilkesi; hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğunu, talep edilenden fazlasına veya başka bir şeye karar veremediğini, ancak duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebildiğini ifade etmektedir. Örneğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma........

© Hukuki Haber