Varlık içinde yokluk
Varlık içinde yokluk
Varlık deyince akla hep elle tutulur, gözle görülür, bolluk-zenginlik sembolü objelere sahip olmak gelir. “Varlıklı” birinden bahsederken genelde zihinde canlanan, gayrimenkulleri ve maddi birikimi/geliri ortalamanın çok üstünde olan kişilerdir. Varlık kelimesi nedense bize sadece var olmayı ya da insan olarak var olmaya dair sahip olduklarımızı çağrıştırmaz...
Belki de bu nedenle sadece var olabilmek bize yetmez; sözde hep şükrederiz ama sağlıklı olmak, güvende olmak, her gün biyolojik ihtiyaçlarımızı rahatça karşılayabiliyor olmak ve çevremizde iletişim kurabileceğimiz insanlar bulunması asla “varlıklı olmak” için yeterli olmaz. Tabii ki bunlara sahip olmadığımız zamanlarda, bu sayılan “varlıklar” değerler sıralamamızda en üst sıralara yerleşir ve onlara tekrar sahip olabilmek için çaba gösterir, dualar ederiz. Ancak “minimum konfor” olarak adlandırabileceğimiz bu şartlar tekrar sağlandığında, yeniden bir üst seviyedeki ihtiyaçlara gözümüzü dikeriz...
Sürekli bu döngüde olmak ise insana daimi bir “varlık içinde yokluk” duygusu yaşatır. Dikkatimizi daha çok olmayana yöneltip ulaşamadıklarımızı ya da ulaşmanın zor olduğu “varlıkları”........
© HTHayat
