menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sezai Karakoç ve Diriliş Neslinin Âmentüsü

14 0
19.11.2025

16 Kasım, Mütefekkir-Şâir-Yazar Sezai Karakoç’un vefatının 4. Sene-i devriyesiydi.

Bu haftaki köşe yazımız onun Müslüman gençlik için bir manifesto, yol gösterici bir rehber niteliğindeki "Diriliş Neslinin Âmentüsü" adlı, küçük hacimli kitabının bir özeti mahiyetinde olacaktır:

Bir Diriliş Cephesi bulunduğuna ve kendimin de o cephede bir savaş adamı olduğuma, olmam gerektiğine inanıyorum.

Bu nasıl bir savaştır?

Topla, tüfekle, bombayla, molotof kokteyli veya füze, nükleer silah veya gazla yapılan savaş olmaktan önce ve öte bir ruh savaşıdır.

Bu savaşlarda bedenlerden, maddi vücutlardan önce ruhlar, manevi vücutlar, yani varoluşlar düşer, tutsak olur, yenilgiye uğrar. Ya da tersine düşürür, tutsak eder, yenilgiye uğratır.

Bu bir zihniyet savaşıdır. Karayla akın savaşıdır. Bu bir hayat tarzı, dünya görüşü, yeni bir medeniyet savaşıdır. (s. 7)

Allah'a inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim. Allah'ın övdüğü, beğendiği İslâm toplumunu ören...

Toplumunun örülen duvarında en küçük bir kum tanesi olmaktan öte öğüncüm olamaz. İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür. (s. 8)

Evet, biz diriliş erleri, son peygamberin sancağı altına sığınıyoruz. Bu sancağın yere düşmemesi görevimizdir, varoluş hikmetimizdir. Bu sancak, Allah'a inanma sancağıdır. Bu sancak, insanın putların önünde eğilmemesi, onları yerle bir etmesi, insanın insan veya eşya........

© Hedef Halk