menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sevgili babalar bırakın oğullarınızın uçurtmaları gökyüzünde dalgalansın

17 3
19.10.2025

Uçmanın en güzel yolu çocukluğunu yaşamamış bir çocuğa çocukluğunu yaşatmaktır.

"Uçmanın En Güzel Yolu Çocukluğunu Yaşamamış Bir Çocuğa Çocukluğunu Yaşatmaktır."

Savaş Dinçel/Uçurtmanın Kuyruğu

Tanzimat döneminde tiyatronun bir okul olduğu inancı vardı aydınlarımızda. Ben de bir eğitimci olarak tiyatronun dramatik bir sanat olmasının dışında eğitici rolüne de çok inanıyor ve bu yüzden sık sık oyunları devlet tiyatroları veya özel sahnelerde izlemeye gidiyorum. Çünkü tiyatro, insana insanı insanla anlatan bir okuldur.

Bu hafta usta oyuncu, yazar, rahmetli Savaş Dinçel’in "Uçurtmanın Kuyruğu" adlı oyununu izleme fırsatı buldum. Uçurtmanın Kuyruğu, derin bir psikolojik drama. Oyunda, geçmişiyle yüzleşen otuz-kırk yaşlarında bir erkek karakterin iç dünyası sahneye taşınıyor. Çocukluğunda babasının sevgisiz, otoriter tavırlarıyla büyüyen bu karakter, yetişkinliğinde hâlâ o baskının izlerini taşımaktadır.

Sembolik bir oyun olan Uçurtmanın Kuyruğu’nda uçurtma, onun çocukluk hayallerini; kuyruğu ise geçmişin zincirlerini ve bu zincirleri koparıp gökyüzüne uçamayışını sembolize ediyor.

Oyun yalnızca bir hikâye değil, adeta bir psikanaliz dersiydi. Eserde, eğitimi sevgi yerine salt otoriteyle gösteren sevgisiz bir babayı, bir çocuğun yaşanmamış çocukluğuna olan özlemini, yalnızlığını ve bunun bir ömür boyu süren yansımalarını gördüm.

Bir babanın sevgisizliği, bir çocuğun ömrü boyunca taşıdığı en ağır yüktür.

Psikanalitik açıdan baba figürü, özellikle erkek çocuğun kişilik, kimlik ve sevgi anlayışını şekillendiren en önemli figürdür. Ancak bu figür, çocuk eğitimini rehberlik yerine salt otoriteyle; sevgi yerine korkuyla verdiğinde çocuk ruhunda onulmaz........

© HalkTV