menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öğretmen yetiştirmede köksüz yaklaşımlar

20 0
01.11.2025

“Bir öğretmen yetiştirme sistemi, kurumların değil ilkelerin köklü olduğu yerde başarıya ulaşır. Eğitim fakültelerini zayıflatıp, onların yerine ya da sonrasına yeni tabelalar koymak reform değil hafızasızlıktır. Köksüzlüktür.”

“Gerçek reform, ad değiştirerek değil değer değiştirerek başlar. Öğretmeni kâğıt üzerinde değil öğrenme ortamının içinde güçlendirdiğimiz gün, bu ülkenin eğitim tarihi yeni bir sayfa açar.”

İstanbul Aydın Üniversitesi, STEM Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Devrim Akgündüz ile öğretmen yetiştirme politikalarımızı konuştuk.

“KÖKSÜZ YAKLAŞIM” DERKEN NEYİ KASTEDİYORSUNUZ?

Köksüzlük, eğitimde hafızasızlıktır. Her dönemin kendi hevesiyle sistemi sil baştan kurması, dünün tecrübesini “eski” diye dışarıda bırakmasıdır. Oysa öğretmenlik bir zaman mesleğidir: tohum bugün atılır, filiz yarın çıkar, meyve çoğu kez bizi aşar ve başka kuşaklara kalır. Kurumların adını değiştirerek ya da ek kurumlar açarak ruhu tazelenmiyor; aksine, birikim sürekliliği kırılıyor. Öğretmenlik bir gelenektir; ustalıkla çıraklık arasındaki bağdır. Bu bağ koparsa, öğretmenlik yalnızca bir meslek olur, bir değer olmaktan çıkar.

Bu ülkenin kökleri derindir: Darülmualliminden Köy Enstitülerine, Öğretmen Okullarından Eğitim Fakültelerine uzanan çizgi, öğretmeni yalnızca bilgi aktaran değil insan yetiştiren bir özne olarak görür. Köksüz yaklaşım ise öğretmeni, mevzuat ve sertifika arasına sıkıştırır. Köy Enstitülerinin en büyük gücü buydu: bilgiyi yaşamla, teoriyi emekle birleştirmek. Bugünse öğretmen yetiştirme süreçleri giderek yapaylaşıyor; öğretmen adayları öğrenmeyi değil hızlandırılmış güzergahlardan mezun olmayı hedefliyor. Yeni isimler, yeni kurumlar… ama aynı döngü sürüyor: kökleri olmayan yenilik, yalnızca yüzeysel bir değişimdir.

EĞİTİM FAKÜLTELERİ NEDEN ELEŞTİRİLİYOR?

Çünkü eğitim fakülteleri, köklü geçmişine rağmen özünü kaybetti. Uygulamanın yerini sınav, gözlemin yerini slayt, deneyimin yerini ezber aldı. Öğretmen adayları artık “sınıfın doğasını” değil “müfredatın kalıplarını” öğreniyor. Oysa öğretmenlik, gözlemin, sezginin ve........

© HalkTV