menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nitelikli öğretmen eğitimi sistemini neden kuramıyoruz?

15 39
24.04.2025

“Öğretim elemanlarının önemli bir kısmının okul yaşamından elini eteğini çektiğini söylemek yanlış olmasa gerekir. Nitekim eğitim fakültelerinde bazı komisyonların üyeleri hariç tüm görevlerin seçimle değil, atamayla gerçekleştirildiği gözlenmektedir.”

“Çözüm, fakültelerin öğretmenlik mesleki bilgilerin niteliğine ve bu bilgilerin edinilmesine yönelik teorik-pratik bütünlüğünü sağlayacak süreçlerin ve etkileşimlerin kurgulanmasındadır.”

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan SAĞ ile öğretmen eğitimimizi konuştuk.

Nitelikli öğretmen eğitimi sistemini neden kuramıyoruz?

Bu sorunun cevabının her bakış açısına göre oldukça çeşitlilik göstereceği açıktır. Hatta bu çeşitlilik, konuya odaklanan ve düşünce üretenlerin bakış açılarına göre artacaktır. Eğitim fakültelerinde neden nitelikli bir öğretmen eğitimi sistemini kuramadığımız sorunu, eleştirel pedagoji bakış açısı üzerinden ele alınacaktır. Bu kapsamda daha çok eğitim fakültelerindeki toplumsal yaşamın işleyişini bozan güç ilişkileri sorgulanacak ve etkileri tanımlanmaya çalışılacaktır. Bunun için dikkatleri, eğitim fakültesindeki çoğunlukla dersler etrafında yoğunlaşan toplumsal yaşamın eğitsel bir tanımı olarak pedagojiye çekmek istiyorum. Öğrencilerin yüksek yararını gözeten pedagojik bakış açısıyla okul yaşamının, bir özne olarak öğrenenlerin kişiliklerine saygı duyulmasını ve bağımsız kişilikler yetiştirmeyi esas alır. Bu şu demektir, okul tüm varlığını öğrenenlerin topluma uyumunu sağlamak üzerine değil, onu da içine alan fakat, bağımsız kişiliklere sahip yetkin kişilerin okuldan beklenen görevler temelinde zengin bir toplumsal yaşamın kurulmasına adamasıdır. Dolayısıyla öğretmen eğitimi veren fakültelerdeki toplumsal yaşamın, bağımsız bir kişiliğe sahip adayların öğretim elemanlarıyla ve deneyimli öğretmenlerle birlikte “öğretmen meslek bilgisi ve becerilerini edinmeleri ve geliştirmelerine” dayalı etkileşimleri içermesi beklenir.

Bir okul olmasının yanı sıra eğitim fakültelerindeki toplumsal yaşamın, özneleri itibariyle hem akademik yeterliliklere sahip kişiler hem yetişkinler olması nedeniyle ilkokul ve ortaokullarda olduğu gibi korumacı niteliğinden uzak olacağı ileri sürülebilir. Bunun yerine toplumsal yaşamı oluşturan ilişkilerin daha eşitlikçi düzeyde ve üretken olması beklenir. Dolayısıyla eğitim fakültelerindeki pedagojiye dayalı okul yaşamının sürdürülmesi, öğretim elemanları ile öğretmen adaylarının bu işleyişteki varlıklarının önemsenmesine ve eğitim programlarının en temel öğesi olarak tanımlanabilecek “mesleki bilginin” niteliğine olan inancın doğru kurulmasına bağı olacağı söylenebilir. Ne var ki, ülkemizde eğitim fakültelerinde zengin bir öğretmen eğitimi sistemini kuramıyoruz. Bunun çeşitli sebepleri var. Bu çalışmada söz konusu soruna bir yönetsel bir de öğretimsel düzeyde yanıt aranmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede eleştirel pedagojiye dayalı iki soru geliştirilmeye çalışılmıştır. Bunlardan ilki, eğitim fakültelerinin içinde olduğu öğretmen eğitimi sisteminde özneler arası ilişkiler, ne kadar eşitlikçidir? İkincisi, öğretmen adayının öğretmenlik mesleki bilgilerini ve becerilerini öğrenme sürecinde konumu nedir?

Hocam ilk soru ile başlayalım. Eğitim fakültelerinin içinde olduğu öğretmen eğitimi sisteminde özneler arası ilişkiler, ne kadar eşitlikçidir?

İnsan denilen varlığın her davranışı, onun bir seçimi ve aynı zamanda niyetini de gösterir. O nedenle insan, ahlaki bir varlıktır. Daha doğrusu, insan, kararlarıyla bir seçim yapar, bunun kabul edilmesini ve önemsenmesini bekler. Bu kapsamda eğitim fakültesinde bir öğretim elemanı, taşıdığı uzmanlık bilgisine saygı gösterilmesini, öğretmen adayı mesleği öğrenmeye gelmiş ancak henüz birçok eksiği olması nedeniyle gelişmeye açık biri olarak varlığına saygı duyulmasını bekler. Bu kapsamda, özellikle öğretim elemanları ve öğretmen adaylarının fakültede uygulanacak eğitim programlarını geliştirme, bunları uygulama ve değerlendirme ile boş zamanları değerlendirmenin yanı sıra beslenme, disiplin gibi fakültenin işleyişini oluşturan toplumsal yaşamın işleyişini zenginleştirmede düşünce, eleştiri, sorumluluk alma şeklinde katkılarının alınmasını, böylelikle onurlandırılmayı bekler. Aksi durumda, bu kişilerde içinde bulundukları........

© HalkTV