Neden Eleştirel Düşünemiyoruz? Nasıl Eleştirel Düşünebiliriz?
“Eleştirel düşünmeyen bir toplum, güçlü savunulan her düşünce tarafından rehin alınabilir. Bu da yoksulluğa, eşitsizliğe, savaşa, geri kalmışlığa ve nihayetinde yok oluşa neden olur. Önemli olan ne düşüneceğimizi değil, nasıl düşüneceğimizi öğrenmektir.”
Eğitimci yazar Sercan Çelik ile eleştirel düşünmeyi konuştuk.
Eleştirel düşünme nedir?
“Eleştiri” kelimesi, değerlendirme, yargılama, ayırt etme anlamlarını kapsayan Yunanca kritikos teriminden türemiştir. İngilizcede critic, bir şeyi iyi ya da kötü yönleriyle değerlendirme olarak tanımlanır. Türkçede ise eleştiri, “bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarıyla bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit” olarak açıklanmıştır. Bu bağlamda Türkçede eleştiri, tenkit ile eş anlamlı kullanılmaktadır.
Ülkemizde ise eleştiri, genellikle olumsuz bir çağrışım taşır. Çoğu zaman bir hakaret gibi kullanılır. Halbuki eleştiri, kötüleme değil, kritik etme durumudur.
Eleştirel düşünme ise farklı yaklaşımlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Paul ve Elder (Kritik Düşünme, 2020), eleştirel düşünmeyi, “düşünmeyi düzenlemek ve düşünmeyi geliştirmek için düşünme üzerine düşünmek” olarak tanımlar ve bunu bir meta-düşünme eylemi olarak görür.
Ben eleştirel düşünmeyi, gerekçeli önermelerle herhangi bir düşüncenin sistematik olarak değerlendirildiği bir süreç olarak görüyorum. Burada sistematiklik ve gerekçelerin geçerliliği çok önemlidir. Yani her kritik etme durumu eleştirel düşünme süreci olarak açıklanamaz. Bu süreç sorgulamalarla başlar, analiz etme, varsayımlarda bulunma ve güçlü argümanlarla desteklenen geçerli gerçekler oluşturmayla devam eder. Çıkarımda bulunmayla son bulur.
Bu süreçte geçerli gerekçeler oluşturmak için hazır yargılardan, hazır yaşantılardan ve ezbere değerlendirmelerden uzaklaşmak gerekir.
Neden eleştirel düşünemiyoruz?
Saeed Roustayi’nin Leyla’nın Kardeşleri filminde şöyle bir sahne vardır: Leyla’nın abisi Alireza, içinden çıkılmaz düşünceler içinde yanlış kararlar aldığını sıralar. Leyla ise ona şu cevabı verir: “Sana nasıl düşüneceğin değil, ne düşüneceğin öğretildi.” Bu söz, bana göre neden eleştirel düşünemediğimizi çok iyi özetliyor. Çünkü bizlere, gerekçeli düşünceler üretmek yerine hazır yargılarla düşünmek öğretiliyor. Güçlü argümanlar yerine, toplumsal kabul görmüş düşünceleri önemsiyor ve kararlarımızı onların yönlendirmesine bırakıyoruz.
Bir başka yönü ise bazı düşünceleri gerekçelerinden bağımsız savunucularından dolayı kabul etmektir. Bireyler, iktidarda olan düşünceyi, iktidara gelebilme başarısı gösterdiği için doğru kabul ediyor. Kabul etmese bile gücü elinde tutan erk, sahip olduğu araçlarla topluma bunu kabullendiriyor. Yani bir düşüncenin yayılmasını sağlayan şey, onun doğruluğu değil, kazandığı hâkimiyet oluyor.
Bir diğer neden ise hazır kalıplara göre düşünmektir. Yani kendinden önce yaşamış insanların aklıyla düşünmek… Doğruluğunu ve yanlışlığını sorgulamadan, önceki yaşantıyı olduğu gibi tekrarlamak… Bu davranış başka kültürlerde karşımıza çıktığında şaşırıyoruz. Örneğin ölüsünü gömmek yerine akbabalara yediren bir kabileyi “vahşi” olarak görüyoruz. Halbuki onlar da bizim yaptığımız gibi kendilerinden önceki yaşantıyı sorgulamadan sürdürüyor. Çok da şaşılacak bir durum yok aslında.
Burada dikkat edilmesi gereken, ezbere değerlendirmelerden kaçınmaktır. Bir konu hakkındaki görüş doğru da görünse, ezbere kabul edilmeyi gerektirmez. Olay, durum, kavram, görüş, değer ve fikir hakkında uygun değerlendirmeler yapmak için elbette bazı temel bilgilere de sahip olmak lazım. O bilgiden hareketle gerekçeler oluşturup geçerli sonuçlara varmak gerekir. Ancak o zaman eleştirel düşünmüş olabiliriz.
Doğu toplumlarında bir topluluğun parçası olma ve taraf olma eğilimi fazladır. Bu bir ideoloji, parti, dernek ya da kulüp olabilir. Bireyler, çoğunlukla üyesi oldukları topluluğun aklıyla düşünürler. Parçası olduğumuz topluluğun aklıyla düşündüğümüzde bağımsızlığımızı kaybederiz. İşte eleştirel düşünmenin önündeki en büyük engel de budur. Çünkü bu durum sorgulamamızı ve........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein