menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ana sınıfları ne ideolojilerin agorası ne de kurumların norm fazlası değerlendirme alanıdır

18 1
14.06.2025

Şahin Aybek

Türkiye’de okul öncesi eğitim, son yıllarda nicel olarak büyürken nitelik açısından da tartışmaların odağında. Bu tartışmaların en çarpıcısı ise, ana sınıflarında değerler eğitiminin Diyanet görevlileri tarafından verilmesi uygulamasıdır. İlk bakışta “ahlaki değerleri çocuklara kazandırmak” iyi niyetli bir hedef gibi görünse de, uygulamanın pedagojik temellerden yoksun olması ciddi sorunlar yaratmaktadır.

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ, UZMANLIK GEREKTİRİR

Okul öncesi çağdaki çocuklar (3-6 yaş), bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim açısından son derece hassas bir evrededir. Bu yaş grubu için hazırlanacak eğitim içeriği; çocuk gelişimi, pedagojik formasyon ve yaşa uygun öğretim yöntemlerini gerektirir. İlahiyat eğitimi almış ancak çocuk gelişimi konusunda uzman olmayan kişilerin, bu yaş grubuyla doğrudan eğitimsel ilişki kurması pedagojik açıdan sakıncalıdır.

DEĞER EĞİTİMİ DİN EĞİTİMİYLE KARIŞTIRILMAMALIDIR

Değerler eğitimi evrensel etik ilkeleri (saygı, dürüstlük, empati, yardımlaşma vb.) kapsamalı, tek bir inanç sistemine dayandırılmamalıdır. Ana sınıfındaki çocuklara dini terminolojiyle, soyut kavramlarla yaklaşmak; hem kafa karışıklığına yol açar hem de çocukların sorgulama becerilerini baskılayabilir.

Ayrıca, Türkiye’de çok inançlı, farklı yaşam tarzlarına sahip ailelerin çocukları aynı sınıfı paylaşmaktadır. Laik bir eğitim sisteminde, devletin........

© HalkTV