Mahşerin dört atlısı dünyayı yakıyor
Boşuna o dört isim birlikte anılmıyor: Trump, Putin, Netanyahu ve Erdoğan..
Arada kadraja Çin Devlet Başkanı da giriyor ama onun asıl derdi Çin mallarını satabilmek. Kritik alanlarda ABD’yi geçebilmek. Bu yüzden gölgede duruyor.
Dörtlü ise, hem kendi ülkelerinde hem de dünyada ortalığı ateşe veriyor.
Üstelik sadece dün ve bugünden söz etmiyorum. Açık kaynakların istihbaratına dayanarak “gelecekten bildiriyorum”!
Geleceğin gösterdiği, en kısa haliyle şu: IŞİD diriliyor. Uyuyan hücreler tek tek uyanıyor. Son saldırının ardından hedef haline gelen İsrail, ABD ve topraklarımızdaki ABD üsleri nedeniyle Türkiye deyim yerindeyse bir korku tüneline giriyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun, saldırıdan hemen sonra hezeyanla “bilmiyorduk, haberimiz yoktu, saldırıda payımız yok” açıklamaları boşuna. Hamaney ABD’yi ve dünyadaki ABD varlıklarını parmağıyla çoktan işaret etti.. Kırmızı intikam bayrağını Kum camiine çekti bile.
Bu, İran’ın resti.
IŞİD ise bir yanda Gazze öfkesi, diğer yanda Şara’nın Batı’ya -elbette öncelikle Trump’a- teslim oluvermesi yüzünden epeydir kılıcını bileyliyordu. Nitekim Rubio bu konuda da iki kelam etmiş, Suriye’de öngördüklerinden de önce iç savaş çıkacağı kehanetinde bulunmuştu.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Suriye ve Irak’ta IŞİD’in halen 1.500 ila 3.000 cihatçı elemanı var. Örgüt, Suriye’deki yeni durumun ardından ortaya çıkan güvenlik boşluklarını değerlendirirken, Irak’ta da stratejik bölgelerde yeniden faaliyet göstermeye başladı.
Dahası, PYD’nin kontrolündeki Rojava’daki kamplarda 9 bin kadar cihatçı ve ailelerinin olduğu biliniyor.
Bu........
© HalkTV
