Cumhuriyet, sadece yaldızlı bir isim mi olmalıydı?
102 yıl önce bugün, sahiden de mi Cumhuriyet ilân olunmuştu?
Eğer öyleyse, o zaman, ilkinin 15, ikincisinin 12 yıl süren 27 yıllık ve tam mânasıyla 'tek adam şefliği' şeklindeki ve halen de konuşulamayan-tartışılamayan uygulamaların, binlerce insanın büyük ekseriyetinin, inançlarından dolayı darağaçlarında sallandırılışlarını ve zindanlarca çürütülüşlerini tarihin hangi noktasına koymalıyız?
Evet, üzerinde düşünülmelidir..
Sahi, bu 102 yılın şu son 23 yılını bir kenara koyalım; geride kalan 80 yılın ilk 27 yılı da Şeflik sistemi de malûm, tartışma dışı..
1950 ile 2000 arasındaki yarım asra bir bakalım.. Her 10 yılda bir askerî darbeler, ve millete referandumlarda zorla kabul ettirilen -sözde- anayasalar mı Cumhuriyet idi? Bu açıdan, Demirel'in 1965-70'lerdeki ilk döneminin 5 yılında ve Turgut Özal'ın 1983-88 arası uygulama, halkın iradesini yansıtan uygulamalara baktığımıza, 1950 ila 2000 arasında niteleyebiliriz.. Yani, 2003'e kadar halkın iradesiyle seçilenlerin yönetim süresi, 20 seneyi geçmiyor..
27 Mayıs 1960'da dehşetli bir askerî darbe.. Halkın 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde, severek 3 kez arka arkaya seçtiği Adnan Menderes'in ve 10 yıllık iktidarının sadece iktidardan indirilmekle kalmayıp, Yassıada Mahkemesi olarak tarihe utanç tablosu olarak çıkacak uyduruk bir mahkemenin yargılama usûlünün bile hiç bir temel hukuk kuralını kaale almayışına itiraz edildiğinde, Yüksek Adalet Divanı denilen düzmece mahkemenin başkanı olan Salim Başol'un, 'Ben ne yapayım, sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor..' diye müthiş bir 'adalet' (?!) anlayışı sergileyerek ve de 'Türk Milleti adına..' diyerek verdiği idam kararları, sahi, nasıl bir Cumhuriyet anlayışını yansıtıyordu?.
Halkın ekseriyetin oyuyla seçilenleri idam edilmesi mi, Cumhuriyet'ti?
Bir ülkede, halkın cumhurunun, ekseriyetinin istek ve iradesiyle oluşturulan yönetim biçimiydi, değil mi? Halkın en temel inanç değerleriyle savaşmak, Kur'an'ının okunmasını tamamen yok etmeyi hedefleyen alfabe değişiklikleri ve ezanlarının 14 asır okunuşun tarzını yasaklayıp,
Öyle ise, '23 Nisan 1920'de Ankara'da, Hacıbayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra on binlerin göz yaşları ve 'Allahu Ekber!' nidalarıyla Meclis binasına gelen ilk 'mebûs'ları, yolun iki tarafından, halkın yukarıda tuttuğu Kur'an'ı Kerim'ler altından geçirilerek geldikleri ilk Meclis'te, yine Kur'an'lar ve dualar okunarak toplanırken, o ilk Meclis'in Lozan Andlaşma metnini kabul etmeyeceği anlaşılınca, o Meclisin tepeden inmeci bir 'oldu-bitti' oyunuyla feshedilip, yerine, Milletin ekseriyetinin, cumhurunun değil, yukardaki şeflerin, 'Sen, sen, sen..' diye seçtiklerinden oluşturulan 'mebus'larla, 2'nci Meclis'in daha o ilk........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul