‘Mantık fukarası' Trump, daha ne desindi?
Kendi zorbaca yöntemleriyle gerçekleşen ve 2 bin öncelerden gelen, 'Teslim olun, Barış olsun!' şeklindeki Pax Romana /Roma Usulü Barış'ın yeni versiyonu olarak, 'Pax Americana'yı (Amerikan Usulü Barış) dayatan ve böylece 'Sonsuz bir barış' tesis ettiği iddiasında bulunan Mr. Trump, o uyduruk ve mantıksızca ve de zorla dayattığı sözde barış projesi'yle Filistin halkını sonsuza kadar İsrail'in, yani Amerika'nın esiri yaptığını sanıyor ama bilmiyor ki, o -sözde- barış projesi büyük ihtimalle daha kendisi hayattayken bile patlayacaktır.
Çünkü, Gazze'de 100 bine yakın sivil insanın katledilmesine, yarım ağızla bile bir hayıflanma ifadesi kullanmayan Trump, karşı tarafta bir devlet ve bir ordu bile yokken, yani bir 'savaş'tan söz edilmesinin abes olacağını bile düşünmeden, o barbarca saldırıları Amerikan silahlarıyla başarılı şekilde yapan Netanyahu'sunu 'büyük savaş kahramanı' ilan etmektedir.
Ortadoğu coğrafyasının etrafındaki Ermenistan, Yunanistan ve hatta Macaristan gibi ülkeler de dahil, 20'den fazla ülkenin liderlerini Mısır'da bir araya getiren Trump, 2 tarafına da Tayyip Erdoğan, Mısır lideri A. Fettah Sisi ile Suudi bakan ve Katar liderini de alarak, orada bir nutuk irat etti.
Ama, Mısır'a gitmeden önce, Siyonist İsrail rejiminin Knesset'ine, Meclisine giderek, asıl söyleyeceklerini orada söyledi. Sadece kendisini değil, Ortadoğu meselelerinde özel temsilcisi sıfatıyla vazifelendirdiği Yahudi damadını da, din değiştirip Yahudi olduğunu da bilhassa vurguladığı kızını ve keza, Netanyahu'yu da defalarca ve dakikalarca alkışlattı.. Ve konuşurken, her durumda, İsrail'in sonuna kadar yanında olacaklarını teyit etti, 'malûmu ilâm' eyledi.. Tesis ettiğini ileri sürdüğü 'barış'ın, İsrail rejimine verdiği güçlü silahlar sâyesinde gerçekleştiğini de söyledi.. Hatta, adını kendisinin bile bilmediği silahları, 'BB' (dediği, Netanyahu'nun) her istediğinde hemen gönderdiğini; İran'a da gerekli dersin verildiğini, onların nükleer bilim adamlarını öldürdüklerini; eğer öyle olmasaydı, İran'ın 2 ay sonra nükleer silah sahibi güçlü bir ülke durumuna geleceğini hatırlattı. Ve 'Bu barış, bizim silahlarımız sâyesinde gerçekleşti..' demeyi de ihmal etmedi.. Yani, aklınca, Müslüman dünyasına ve başkalarına da gözdağı verirken, zımnen, Filistin halkının da, 'sonsuz' dediği 'barış projesi' entrikasıyla 'sonsuz bir esarete düşürüldüğü'nü iddia etmiş oldu.
Aslında söyledikleri, devamlı eleştirdiği selefi Biden'ın, 2 yıl önce bugünlerde, 18 Ekim 2023'de Tel Aviv'de, dile getirdiği, 'Burada İsrail diye bir devlet kurulmasaydı bile, biz burada böyle bir devleti yine kurardık..' şeklindeki sözlerinin aynı manada ve amma, değişik cümlelerle tekrarından başka bir şey değildi..
Dahası, Amerika ve İsrail'in asla ayrı sayılamayacağını söyledi.. Bunlar bilinen şeylerdi de, anlamak istemeyenlerin gözüne, parmak batırırcasına tekrarladı.
Ve o toplantıya İsrail tarafının temsilcisi olarak da katıldığını söylediğini unutmuş olmalı ki, Mısır'da, 'Şarm'el-Şeyh' şehrindeki toplantıda Netanyahu'nun da olması gerektiğini söylemiş ve Mısır lideri Sisi de hemen Netanyahu'yla temasa geçmiş ve ondan 'okey' alınca, Netanyahu'nun da o toplantıya katılacağını Mısır devleti adına resmen açıklamıştı..
Amma, orada Sisi de, Trump ve Netanyahu da bir hata yaptıklarını fark edememişlerdi.
Ne miydi bu?
Tayyip Erdoğan'ın, Netanyahu'yu, Gazze'de işlediği o barbarlıktan dolayı iki yıla yakın........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon