Kur'an'daki “tesettür”den reeldeki “başörtüsü”ne
Rahman'ın adıyla.
“Ey Adem oğulları! Size edep yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan ise takva elbisesidir. İşte bu, gerçeği hatırlasınlar diye Allah'ın ayetlerindendir.” [Araf/26]
Sokakta müslümanlık iddiasında bulunan insanları çevirip sorarsanız “tesettür nedir?” veya “hangi ayette geçer?” diye üç aşağı beş yukarı çoğunun vereceği cevap kadınlara has bir emir olduğunu ve büyük ihtimalle Nur Suresi 31. ayetten delil getirirler. Biraz daha Kur'an ile ilişkisi iyi olanlar ise en fazla Ahzap 59 ve Nur 60'ı örnek gösterebilirler. Oysa Kur'an' a bütüncül bir bakış açısıyla yöneldiğimiz zaman şunu görürüz ki Nur ve Ahzab sureleri Medine'nin orta dönemlerinde inmiş surelerken bunlardan çok önceleri Mekke'de inen Araf suresi 26. ayette tesettürün fıtri, âhlaki ve ilahi ilkeler ölçüsünde belirlendiğini anlarız. Daha da ötesi, "Ey Ademoğulları!" hitabıyla örtünmenin sadece son vahyin değil tüm vahiylerin ortak öğretisi olduğu gerçeğine tanıklık ederiz. Tesettür kavramının türediği kelimenin kök anlamı; örtmek, gizlemek, perdelemek ve engel olmak manalarına gelirken aynı kökten türeyen "sitr" gizlenmeye yarayan engel perde gibi şeyler anlamına gelir. Mecazen ise çekinmek, korkmak ve hayâ anlamında kullanılır. Yine seter, setir ve mestur ise kalkan ve İffet anlamlarında kullanılır. Hepsinin birleştiği ortak mana ise bir şeyi korumak için örtmektir. Yukarıdaki ayete göre Rabbimiz, giyinmeyi ve örtünmeyi 3 merhaleye ayırarak sunar. İlk merhale, edep yerlerini örten giysidir. İlkel veya medeni her insanın fıtraten edep yerlerini örtme ihtiyacı vardır. Bugün teknolojinin vesilesi ile şahit olduğumuz birçok ilkel kabilede insanların edep yerlerini doğal bir dürtü sonucu örtecek giysiler yaptıklarını görüyoruz. 2. merhale süslenecek giysidir. Bu da insanın yaşadığı toplumu, cinsiyetini, kültürünü, geleneğini iklim şartları dahil olmak üzere kimliğini, mezhep ve meşrebini ele veren giyim tarzıdır. 3. ve olmazsa olmaz en üst merhale ise takva merhalesidir. Takva, bütün bu cesetlere ruh giydiren ilahi bir libastır. Takva sözlükte sakınma ve korunma anlamına gelirken dini literatürde Allah'a, ötekine ve eşyaya karşı sorumlu davranma bilincidir. Takva; tüm kulluk yaşantısında hiçbir alanı es geçmeden, attığı her adımı bilinçli atmanın adıdır. Kısacası takvasız her eylem cansız birer cesetten ibarettir. Tesettürde takvayı ıskaladığımız zaman yüce rabbimizin bir kadının saç kılı ile neden uğraştığı gibi işin özünden kopuk absürt sorular sormakta kaçınılmaz olur. “Ey Adem oğulları” hitabıyla başlayan ayet, kadın erkek zaman/zemin farketmeksizin tüm insanlığın kimliğini kişiliğini ve kalitesini belirleme muradı gözetir. Âraf suresinden uzun yıllar sonra inen, Nur ve Ahzab sureleri konuyu genelden özele doğru götürür. Mümin........
© Haksöz
visit website